INmagazine Sayı 20 | Page 36

MAKALE
34
Yaşamı yaşanmaz hale getiren ve faturasını küresel ısınma ile ödemek durumunda kaldığımız her şey korona ile boy ölçüşemeyecek kapsamda insanlığın beynindeki gerçek virüs olarak bizimle birlikte yaşıyor .
Dünyanın en zengin 32 milyarderinin servetinin dünya nüfusunun yarısının toplam gelirine eşit olduğu bir gelir dağılımı adaletsizliğinin ürettiği virüstür her 40 saniyede önlenebilir hastalıklardan dolayı beş yaşına gelmeden bu dünyadan ayrılan bebekler ve çocukların durumu .
Uyuşturucu bağımlılığı virüsüdür insanoğlunun para ve güç karşısında salyalarını tutamadığı … Rüşvet virüsüdür toplumları ahlaken çökertmenin kapılarını açan … Din ticareti virüsüdür insanların manevi duygularını kişisel ihtiraslara tahvil eden … Bilim ahlaksızlığı virüsüdür nikotine , zehirli tarım ilaçlarına , daha nice insana ve doğaya zararlı girişime bilimsel uygunluk raporları veren … Kalitesiz siyaset virüsüdür toplumları ileri değil geri götüren , insanları birbirine düşman eden , kendileri zenginleşirken halklarını fakirleştiren …
Sevgi , hoşgörü , samimiyet virüsü üretemedi Geçtiğimiz yüzyıl beynimiz “ tüketim virüsünü ” yarattı ! Yaşamı kısa süre içinde “ Mad Men ” toplumuna dönüştürdü ; “ Kara Cuma ” larda ceplerindeki üç kuruşlar ile birbirlerini ezerek , yumruklaşarak bir dizüstü bilgisayara sahip olabilmenin hırçınlığını tarihe not düşeceğimiz sahnelerin belleklerimize kazındığı bir dönem oldu . Arkasından teknoloji virüsünü üretti insanoğlu .
Sosyal medyanın sosyalliği altında ezilen topluluklar haline dönüşürken de “ düşünce virüsü ” iş başındaydı . Şimdi bu başı bozukluğa çekidüzen verme gayreti içinde olanlar bizzat “ biz ne halt ettik ” türünden laflar diyorsa da ortaya çıkan kakafoni “ düşünce virüslerinin ” eseridir !
“ Biri bizi gözetliyor ” dünyasının bireyleri haline getirildiğimiz günümüzde “ özel hayatın ” kalmadığı , “ özgürlüklerimizin ” rehinci dükkânının vitrininde bize göz kırptığı , duygularımızı bizden daha iyi bilen / tanıyan teknolojilere teslim olduğumuz gerçeğidir beynimizdeki virüsün bize gelişmişlik adına verdiği armağan !
Sevgi , hoşgörü , samimiyet virüsü üretemedi insanoğlu . Çocukluk yaşlarının masumiyetinde bir dünyayı kucaklayamadı . Barışı , dostluğu doyasıya yaşayamadı . Gözlerini umarsızca kapatmayı ve huzuru düşledi hep . Nedenleri nedensiz sorgulamak istedi . Sorgulayamadı . Sorgulatılmadı . Nedenlerin cevapları virüsü buna izin vermedi !
Koronanın belki aşısı bulunacak ve tedavisinde etkili olabilecek . Ama gezegene ve insanlığa karşı beynimizdeki kötülük virüsünün bir aşısı olamayacak … Kendi ürettiğimiz kötülüklerin dünyasında sığınmacı olarak yaşam devam edecek ! Sevgisiz … Barışa hasret … Güzelliklere sırtını dönmüş , kucağında kendi ürettiği sorunların ağırlığını kavrayamadan ömrünü tamamlayan insanlar olmaya adayız !