FELSEFE
64
ründe sık sık “ussal/rational” olarak karakterize edilir. Örneğin, “bireyleri ortak
çıkar uğruna davranmaya iten bir zorlama ya da başka bir aygıt olmadıkça,
ussal, çıkarcı bireyler ortak ya da küme
çıkarlarına ulaşmak için davranmayacaklardır” :: “rational, self-interested
individuals will not act to achieve their
common or group interests” (italikler
Olson’un, The Logic of Collective Action, Introduction). Açıktır ki “ussal” olduğu söylenen tutum açıkça usdışıdır,
moral değildir ve ekonomik açıdan modern toplumun “kapitalist toplum” gibi
enteresan bir adlandırma altına indirgenmesinin başlıca gerekçesine katılır.
Olson bireylerin dar bencillik ve çıkarcılıklarını yenemeyecekleri öncülünü politika alanına da uygular. Büyük kümeler
kollektif amaçta birleşmeyi ve çıkarlarını hükümet yoluyla anlatmayı başaramazken, iyi örgütlenmiş ve amaçları
çevresinde birleşmiş daha dar çıkar
gruplarının, lobilerin vb. politik çıkarlarını savunmada daha başarılı olduklarını
söyler. Bu hiç kuşkusuz realitedir. Ama
realiteden kuram türetmek realitenin
değişimi ile birlikte kuramı geçersizleştirir. Ve yurttaş toplumunun törel ve politik olarak değişmesinin, ahlaksal olarak
erginleşmesinin önünde hiçbir engel
yoktur, çünkü modern devlette egemen
güç, ondan daha güçlüsü olmayan güç
yurttaşın istencidir.
Kollektif eylemin bir istenç sorunu olması istencin gelişim düzeyini kollektif
eyleme bağlanan problemler açısından
belirleyici kılar. Duyuncunu sınırlı olarak, ancak belli bir düzeye dek geliştirmenin kimi insanlar için kaçınılmaz
olduğunu, kimilerinin ne olursa olsun
moral olarak geri kalacaklarını düşünmek duyuncu doğal bir yetiye, bir
içgüdüye indirgemek gibidir. Dürüst
insanlar kollektif eyleme dürüstlükleri
ile katılırlar, ve kollektifin içinde dürüst
olmayanların olması, törel olgunluğun
eşitsizliği kollektif eylemi bütününde
olumsuzlamaz, ama yalnızca kollektif
eylem problemleri denilen durumları
kaçınılmaz kılar. Olson’un düşündüğü
gibi, eğer herkes hazıra konmaya hazır
ise, o zaman kollektif eylem olmayacak,
dolayısıyla kollektif eylem problemi de
olmayacaktır.
Immanuel Kant
FELSEFE TARIHININ ÖNEMLI
DÜŞÜNÜRLERINDEN
KUŞKUCU IMMANUEL
KANT’IN GÖRÜŞÜNE
GÖRE, “INSANIN YAMUK
TAHTASINDAN DÜZGÜN
HIÇBIRŞEY YAPILAMAZ”.
DOLAYISIYLA ORTAK EYLEM
KONUSUNDA UMUTSUZDUR.
YASA İSTENCI
Kollektif istenç ya da Rousseau’nun genel istenç / la volonté générale kavramı
da aynı “problem” ile karşı karşıyadır.
Bireyler çeşitli gerekçeler ile kendi yaptıkları