basit bir varsayım bulunuyor: Bu mücadeleyi tek başına veremezsin. Bu bağlamda
yolsuzluğun önlenmesi için menfaat sahiplerinin bir araya gelerek karşılıklı müzakereler sonucunda yolsuzlukla ortak olarak
mücadele edilmesi gerekliliği ortaya çıkıyor. Hem de sadece yolsuzluk seviyelerinin
yüksek olduğu ülkeler için değil, gelişmiş ve
yolsuzluk seviyeleri düşük ülkeler için de
aynı durum geçerli.
Fransa, Çin ve ABD gibi ekonomik sistemleri birbirinden çok farklı ülkelerin bile, şirketlerin eylem ve davranışları konusunda,
sadece kamusal denetim yoluyla etkin ve
sonuç alıcı bir müdahale gerçekleştiremedikleri birçok örnekle ortaya çıkmış durumda. Bu yüzden şirketlerin ve tabii ki çalışanların, yolsuzlukla mücadeleye “gönüllü”
olarak katılmaları hayati bir önem taşıyor.
Bu noktada devreye özel sektör giriyor. Özel
sektör yolsuzluk sorununun bir parçası olabilir ama ayrıca ortak eylemler ile çözümün
de bir parçası olabilir. Aslında özel sektör az
veya çok, çalışanları, sektörleri ve tedarik
zincirleri kapsamında “bütünlük adaları”
ya da “yolsuzluktan arındırılmış bölgeler” yaratmak için deneyim