INmagazine Sayı 18 | Page 21

Bu riskleri minimize etmek adına, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de GRECO tarafından yayınlanan kurallar ışığında merkezi, bölgesel ve yerel otoritelerin pandemiyle savaşmak için aldığı önlemlerle ilgili kararlar şeffaf bir şekilde ele alınmalı, gözetim ve hesap verebilirliğe tabi olmalıdır. GRECO tarafından yayımlanan kılavuzda kamu sektöründeki şeffaflık, denetim ve hesap verilebilirlik mekanizmalarının etkili işleyişinin yolsuzluğu önlemede önemli bir yer kapladığı belirtilmiştir. Covid-19 salgını gibi olağanüstü durumlarda halkın süreçle ilgili ihtiyaç duyduğu güvenilir bilginin kamu kurumları tarafından düzenli şekilde verilmesinin de şeffaflık prensibi açısından önemli olduğu vurgulanmıştır. III. Covid-19 Sonrası ve Yolsuzlukla Mücadele Önlemleri Şu anda tüm dünya ile birlikte Türkiye’de de Covid-19 kaynaklı duraklama döneminin sonuçları merakla beklenmektedir. Tüm ülkeler açısından büyük toplumsal, siyasi ve ekonomik sonuçlar doğuran Covid-19 salgınının siyasi etkileşimin yoğunlaşması, bireysel hak ve özgürlüklerin tehdit altında olması ve ekonomik olarak bu yönde ciddi harcamalar yapılması nedenleriyle gündeme getirebileceği yolsuzluk risklerine hazırlıklı olmamız gerekmektedir. Ülkemizde henüz bu yönde bir çalışma bulunmamakla beraber şeffaflık, hesap verebilirlik, dürüstlük ilkelerini benimseyen yolsuzlukla mücadele mekanizmalarını devreye sokarak Covid-19’u bir anlamda fırsata çevirebilmemizi sağlayacak denge, denetim ve adil rekabetin etkin şekilde uygulandığı politikaların hayata geçirilmesi önemlidir. Covid-19 ile ilişkili yolsuzluğun sınırlanmasına yardımcı olabilecek şeffaflık, hesap verebilirlik ve iyi yönetişim önlemleri aşağıdakiler dikkate alınarak uygulanabilecektir: • Kamu kurumları, kendilerine acil durum bütçesi çerçevesinde tahsis edilen fonları son derece rasyonel bir şekilde kullanmalı ve kamu kaynaklarının kullanımı ve dağılımı denetlenirken, ekonomik kararlar alınırken şeffaflık ve katılımcılık ilkeleri göz önünde bulundurulmalıdır, • Sözleşmeler yüksek şeffaflık düzeyine sahip olmalı ve yolsuzlukla mücadele hükümlerini içermelidir, • Yetkililer, sağlık sektöründeki risk faktörlerinin tanımlanmasını ve bu yönde tahsis edilen fonların özenle harcanması için uygun tedbirlerin alınmasını sağlamalıdır, • Ülke yönetimleri aşıların, testlerin ve ekipmanların açık ve şeffaf bir prosedürle tedarik edilmesini sağlamalıdırlar, • Yönetimler, şeffaf kanallar yoluyla toplumun bütçe izleme ve ekipmanların satın alımına aktif katılımlarını sağlamalı ve mali harcamaların etkin bir şekilde yapılarak yolsuzluk risklerinin azaltılmasını amaçlamalıdırlar, • Hesap verilebilirliği sağlamak için öncelikli olarak bir kurum ve denetçiler atanmalı ve yolsuzlukların bildirilebileceği kanallar güçlendirilmeli, “whistleblowing” (ihbar) teşvik edilmelidir, • Uluslararası alanda “ethics hotline” olarak anılan yolsuzlukların raporlanması için ayrılmış olan kanalların çalışanlar tarafından sorunsuz şekilde ulaşılabilir olması sağlanmalıdır, • Pandemi nedeni ile evden çalışmakta olan şirketler, ilgili birimlere ihtiyaç duyulduğunda ulaşmak üzere şirket içi iletişim kanallarını açık tutmalı ve çalışanlar için şeffaf bir ortam sunmaya devam etmelidirler. Sonuç olarak, ülkelerin yolsuzluğun önlenmesi bakımından aldıkları önlemler hem devlet bürokrasisinin hem de adalet sisteminin düzgün biçimde işleyebilmesi adına son derece önemlidir. Bu nedenle, ülkemiz de dâhil olmak üzere Covid-19 salgını nedeniyle olağanüstü koşullarla karşı karşıya kalmış tüm ülkeler, yolsuzluk ve etik dışı davranışlara karşı proaktif önlemler alarak bu mücadelede paylarına düşeni yapmalıdırlar. 19