INmagazine Sayı 18 | Page 23

Görsel www.shutterstock.com sitesinden alınmıştır. iken diğer taraftan bu bağış kampanyalarının siyasi nüfuz sahibi kişiler tarafından yönetilmesi rüşvet ve yolsuzluk risklerini arttırabilir. • Devlet kademelerinde lisans/ izinler için bekleme sürelerindeki muhtemel artışlar ve onay mekanizmalarının karmaşıklaşması düzenleyicilerde şeffaf olmayan taleplere neden olabilir. Yukarıda özetlemeye çalıştığım koşullar, kamu ile özel şirketler arasındaki etkileşimi ve işlem sayısını arttırmaktadır. Rüşvetle mücadele programları olan şirketler, bu durumu doğal bir risk olarak ajandalarında tutmalı ve yeterli kontroller ile riskleri bertaraf etmelidir. Eğer süreçler ve iç kontrol sistemi, yeni iş yapma şekillerine uygun biçimde tasarlanarak veya revize edilerek strateji ile uyumlu hâle getirilmezse yine suistimalciler için eşsiz fırsatlar ortaya çıkabilir. Özel Şirketler Arasındaki İlişkiler Talep değişiklikleri ve tedarik zincirinin bu değişime uyum sağlama gayreti sistemleri zorluyor ve karmaşıklaştırıyor. Diğer taraftan gelir kayıpları ise şirket yönetimlerini 2020 ve hatta 2021 hedefleri açısından tedirgin ediyor ve yöneticiler üzerinde baskı yaratıyor. Özellikle COVID-19 salgının yavaşlaması ve iş hayatına geri dönüş sürecinde agresif satış stratejileri komisyon (rüşvet), çıkar çatışmaları ve ihaleye fesat karıştırma gibi suistimal türlerini tetikleyebilir. “Rüşvet fonu” yaratma motivasyonun artması ile hayali şirketler kurulabilir veya çürük üçüncü taraflar aracılığıyla bu fonlar şirket dışına çıkarılabilir. Ayrıca bu dönemde strateji değişiklikleri şirketlerin iş ortaklarında değişime neden olacaktır. Örneğin, Çin’den tedarik yapan birçok şirketin dünyanın farklı coğrafyalarında yeni alternatif iş ortakları aradıkları biliniyor. Yeni iş ortaklarının hem bulundukları ülkeler (yasaklı ülke veya yolsuzluk algısı açısından yüksek riskli olması) hem de ortaklık yapıları açısından (çıkar çatışması, siyasi nüfuz sahibi kişiler gibi) etik ve uyum konusunda özenli incelenmeye (due diligence) tabi tutulmaları gerekebilir. Süreç ve İç Kontroller Bu dönemde yaşanan karmaşa ve zorunlu değişim, özellikle iş süreçlerini ve iç kontrolleri etkiliyor. Çoğu zaman azalan (bazı sektörlerde de artan) talepler ve buna uyumlu olmak zorunda olan tedarik zinciri, yöneticilerde bu döneme özgü yeni davranış eğilimleri ortaya çıkarabilir. Artan baskılar normal zamanlarda yapılmayan şeyleri cazip hâle getirebilir, bazen mecburiyetten bazen de tamamen gereksiz sebepler ile “işleri hızlı yürütme” argümanı kullanılarak süreçlerdeki önemli işler veya kontroller durdurulabilir ya da sınırlandırılabilir. ACFE’nin 2020 raporu, suistimali kolaylaştıran en önemli ilk dört etken olarak vakaların %32’sinde iç kontrol eksikliklerini, %18’inde mevcut iç kontrollerin yetersizliğini, %18’inde yönetim kontrolü eksikliğini ve %10’unda ise zayıf üst yönetim desteğini (tone at the tope) gösteriyor. COVID-19 öncesi yapılan bu araştır- 21