INmagazine Sayı 17 | Page 20

GÜNDEM Post Truth Çağında Salgın Post- truth: Nesnel hakikatlerin belirli bir konu üzerinde kamuoyunu belirle- mede duygulardan ve kişisel kanaat- lerden daha az etkili olması durumu. Yazı: Ali Cem GÜLMEN 18 İ nsanlık tarihi kadar eski olan salgın hastalıklardan birini küresel olarak yaşadığımız bugünlerde ger- çek ile bağımızı koparmamız gerekiyor. Gerçekler bizim için hayati öneme sahip. Özellikle sosyal medya ve iletişim araçları ile yayılan haberleri bir gerçeklik süzgecinden geçirmeden kabul etmenin olumsuz etkileri tüm toplumu ve bireyleri negatif yönde etkileyebiliyor. Oxford Dictionaries, tarafından İngilizce’de 2016 yılının ke- limesi olarak seçilen “post-truth kavramı” ne yazık ki salgın hastalık esnasında da bilgi alışverişinin sağlıklı yürümeme- sinin sembolü oldu. Post- truth’u genel olarak “nesnel haki- katlerin belirli bir konu üzerinde kamuoyunu belirlemede duygulardan ve kişisel kanaatlerden daha az etkili olması durumu” şeklinde tanımlayabiliriz. Türkçe’ye gerçek-ötesi ve gerçek-sonrası olarak çevirebileceğimiz post-truth salgı- 19 nın başlamasından itibaren gerçeklerin ne yazık ki üstünü örtmeye başardı. Alternatif sosyal mecra kaynakları beğensek de beğenme- sek de gelişiyorlar ve toplum nezdinde daha güvenilir hale geliyorlar. Toplumları etkileyen her türlü olayda olduğu gibi COVID-19 virüsü yüzünden yaşanan paniği de kullanan ve bu konuda toplumu ajite eden haberler yayılmaya devam ediyor. Bu tür haberler olumlu olabileceği gibi olumsuz da olabiliyor. Çoğu uzmanlar tarafından yanlış olduğu kanıtla- nan sağlık tavsiyelerinden; hükümetin planlarına; virüsün biyolojik silah olmasından ölü sayılarının manipülasyonuna kadar sosyal medya mecralarında dolaşan yanıltıcı bilgiler her gün karşımıza çıkıyor. İşte tam da burada post-truth kavramı karşımıza çıkıyor; Toplumu rahatlatacak veya pa- niğe sürükleyecek içeriğe sahip olan bu haberlerin kabul edilmesini veya edilmemesini kişisel kanaatlerimiz sübjek- tif olarak belirliyor. Bu sayfada kullanılan görseller www.shutterstock.com sitesinden alınmıştır. “Birçok insan sosyal medya- yı birleşmek, ufuklarını daha da genişletmek için değil; tek gördükleri şeyin kendile- rinin birer yansıması olduğu, sadece kendi seslerinin yan- kılarını işittiği rahat bir alan açmak için kullanmaktadır.” Zygmunt Bauman Peki bunlardan nasıl kaçınabiliriz: Genel olarak uzmanların yaptığı öne- ri; sosyal medya mecralarından eli- mize ulaşan bilgilerin öncelikle doğ- ru ve yanlış olduğunu değil herhangi bir önyargı içerip içermediğine göre incelememiz.. Sonuç olarak genelde sosyal medyadan gelen haberlerin bir çoğu gerçeğin sadece bir kısmını içeriyor. Bunlara inanıp inanmayı ise önyargılarımız belirliyor. Bu da me- rak edilen olgunun sadece bir açısına bakmamıza sebep oluyor. Böylece ko- layca yanılabiliyoruz. Örneğin kaynak olmadan yapılan hastalıkla ilgili grafiklerin bir çoğu aslında doğru bilgileri yansıtsa da test sayısı / alınan önlemler / tarih gibi bir çok hastalığın yayılmasını etkileyen başka faktörden bağımsız olarak hazırlandığı için; bunu hazır- layan kişinin yönlendirmeyi amaçla- dığı “gerçeği” bize gösteriyor. Tehlikeli sağlık ipuçlarından hükü- met planları hakkındaki spekülas- yonlara kadar, coronavirüs hakkında çevrimiçi dolaşan çok sayıda yanıltıcı bilginin en büyük tehlikesi de böyle bir gerçek veriyi içermesi ama bunu bize eksik sunması olarak görülebilir. Aslında bu tuzağa biraz da bilerek düşüyoruz. Ünlü düşünür Zygmunt Bauman, “Birçok insan sosyal med- yayı birleşmek, ufuklarını daha da