INmagazine Sayı 16 | Page 24

ARAŞTIRMA Görsel www.shutterstock.com sitesinden alınmıştır. iç içe idi. Bu durum da özelikle üretim araçlarını ve dolayısı ile artı ürünleri kontrol eden sınıfların tüm üst yapıları yani hukuk, dinsel, ahlaki, felsefi yapıları kendi çıkarları doğrul- tusunda belirlemesini sağladı. 22 anlamda da toplumsal artı ürün ; artı değerlerin meydana gelmesini sağladı.Özellikle zanaatçıların elde ettiği ve yarat- tığı pratik bilgi birikimi ile din adamlarının ve askeri sınıfın gücünü ve kurumsal bilgisini arttırmış oldu. Kuramsal ve pratik bilgi birikiminin birleşmesiyle doğan icat ve buluşlar hızlanmış oldu. Unutmamak gerekir ki sırf tarımsal üretim bilimsel düşünüşün gelişmesi için yeterli olmaz. Tarım çoğu zaman doğa koşulları ile yakın bir ilişki içerisindedir. Fakat zanaatta insan iradesi çok daha ön plandadır. Eşya ile ile ku- rulan ilişkide insanın yetenekleri ve bilgisi başat roldedir. Bu da bilimsel düşüncesinin gelişmesinde önemli bir etken olacaktır. Peki bu durumun sonuçları ne olmuştur? Bunun sonu- cunda artı ürünün belli bir azınlığın elinde toplanması ile artı değer yaratan toplumlar meydana gelmeye başladı. Bu toplumsal artının nasıl gelişme göstereceği ; onun birikme biçimi, hangi üretim alanlarından olduğu, nasıl ve kimler ta- rafından elde edildiği ve ne türde tüketildiğine göre değişim gösterdi. Toplumsal artı ile bu doğrultuda sınıflı toplumlar doğmaya başladı. Neolitik ve öncesi toplulukların eşitlikçi yapısı orta- dan kalktı. Fakat özellikle ekonomik farklılaşma ve iş bölü- mü çeşitli iş, meslek ve sınıftan kimseleri aslında karşılıklı olarak da birbirlerine muhtaç hale getirdi. Bu da gerek baskı gerek ise ikna yöntemleri ile ekonomik bir bütünleşme ya- rattı. Böylelikle toplumsal artı daha da artmaya devam etti. Böylelikle çeşitli yeni yönetim yöntemleri ile (angarya, ver- gi, haraç,) ürettiklerinin önemli bir bölümü elinden alınan alt sınıfların bile yaşam standartları hızla arttı. Yani uygar- laşan toplumsal yapıda sınıf çıkarları ile toplum çıkarlarının 1 https://www.endustri40.com/endustri-tarihine-kisa-bir-yolculuk/ Görsel www.shutterstock.com sitesinden alınmıştır. Sosyal tabakalaşma ile bu doğrultuda üretim araçlarına ve artı ürünlere sahip olanlarla diğer sınıflar arasındaki fark da uzun bir süre artarak devam etti. Bundan bin yıllar sonra meydana gelen ilk sanayi devrimi de bu doğrultuda bütün toplumların yapısını değiştirecek bir halde ilerledi. Yine artı ürünün çok daha artmasını sağladı. Yaşam koşullarının iyileşmesi ile hızlı bir nüfus artışı görülmesine ve büyük şe- hirlerin ortaya çıkmasını sağladı. İşçi hakları ve işsizlik gibi sorunlar ideolojik çözümlerin farklılaşmasını sağladı. Ham- madde ve Pazar bulmak önemli bir sorun haline gelince bunun savaşlarla çözüm yoluna gidildi. Fakat sonuç olarak yine bir denge sağlandı ve artı ürün artı değer haline gele- rek hızlı bir teknolojik patlama yaşandı. Günümüzde de böyle bir değişimin tam anlamıyla şafağında duruyoruz. Birçok çağdaş otomasyon sistemini, veri alışve- rişlerini ve üretim teknolojilerini içeren kolektif bir terim olarak kullanılan Endüstri 4.0 ya da 4. Sanayi Devrimi ¹ ile insanlık yeni bir çağa doğru giriş yapıyor. Nesnelerin inter- neti, internetin hizmetleri ve siber-fiziksel sistemlerden oluşan bu devrim bunun yanı sıra yapay zekanın gelişmesi ile insanlığı çok farklı bir boyuta doğru evrilmesine sebep olacak gibi duruyor. Böyle bir sanayi devrimi yeni sektörlerin ortaya çıkmasına ve yine bir çok sektörün yok olmasına sebep olacak. Bu da hem yeni istihdam alanları hem de eskiden beri var olan birçok istihdam alanında istikrarsızlığa sebep olacak. Top- lumun bu değişime ayak uyduramayan kesimlerinin, olum- suz etkileyeceğini tahmin etmek için müneccim olmaya gerek yok. Örnek vermek gerekirse üretim yaparken insan gücüne ihtiyaç duymayan ve tamamen insansız üretim sağ- layan fabrikalarda artık kol emeğine dayanan hiçbir istih- dama ihtiyaç duyulmayacak. Bunun yanı sıra yapay zekanın kullanım alanlarının yaygınlaşması ile belki de avukatlık gibi düşünsel mesleklerin de sonu gelmiş olacak. Çok iyi tasarlanmış ve yüksek oranda veri içeren bir algoritma ile meydana gelebilecek tüm hukuki sorunlara cevap bulunabi- lecek. Hatta hem yapay zeka hem de robotik teknolojilerinin ilerlemesi ile belki de doktorluk gibi çok kadim meslekler bile tarihe karışacak. İlk başlarda böyle bir devrimin büyük bir işsizlik ordusu ve istikrarsızlık yaratacağı akla gelebilir. Bu da istikrarsızlığın ve fakirliğin artması anlamına gele- cektir. Sadece üretim araçlarına sahip olanların mutluluğunu düşünen bir sistem gibi bile görülebilir. Fakat bu dönüşüm iyi yönetilebilirse insanlık için eşitliğe ve refaha yönelik bir adı- mın başlangıcı da olabilir. Daha evvel gerek neolitik gerek kentsel gerek ise sanayi devrimlerinde toplumdaki böyle bir dönüşümü iyi yönetmemiş olmamız; sonucunda insanlığın iler- lemesi ama eşitsizliğin artmasına ve refahın belli sınıflarda toplanmasını sağlamıştı. Peki ya tarihten dersler alırsak? Özellikle bahsedilen senar- yoda aslında artı değerin çok daha fazla artmasının elimizdeki en önem- li kozlardan biri olduğunu ve eli bu sefer iyi oynarsak yeni ve müreffeh bir dünyanın önümüzde olduğunu unutmamamız gerekir. Şöyle ki yeni Sanayi Devriminin en önemli artıları verimliliği arttırması, üretimde esneklik yaratması, mali- yetleri düşürmesi, yeni iş modelleri geliştirmesi ve sürdürülebilir çevre için gerekli özelliklere sahip olması gösterilebilir. Bunların hepsi aslında artı ürünün neolitik ve kent dev- rimleri gibi bir önceki döneme göre büyük bir ivme ile artmasını saplaya- caktır. Artı ürünün artmasını insan- lığa artı zaman ve artı değer olarak döneceği bir düzen yaratılması bunu sağlayabilir. Mesela Endüstri 4.0 ve Yapay Zeka ile marjinal maliyet (üretim miktarı bir birim arttırıldığında toplam mali- yette meydana gelen değişme) sıfıra doğru yöneldiğinde, uygulanan fiyat tipik olarak benzer bir yörüngeyi uy- gular ve düşer. En azından rekabetçi bir piyasada böyle bir eğilim olacak- tır. Bunun yanı sıra bir işletmenin kapasitesi arttıkça azalan sabit ma- liyetler nedeniyle verimliliği de arta- caktır. Görsel www.shutterstock.com sitesinden alınmıştır. Kapitalist ekonominin önemli girişimcilerinden olan Elon Musk en bile "Ev- rensel Temel Gelir, bir gün yapay zeka insanların yap- tığı işlerin büyük bir kısmını devraldığında gerekli hale gelecek." diyerek böyle bir çözüme destek verdiğini açıklamıştı. Tıpkı Neolitik ve Kentsel Devrimde olduğu gibi 4. Sanayi devrimi sonra- sı yeni meslekler ortaya çıkacaktır. Bunun yanı sıra bu artı değer bilim, sanat ve zanaatların da yükselmesi- ni sağlayacaktır. Bu da genel olarak toplumsal artı değerin büyük ölçüde artmasını sağlayacaktır. Böyle bir artı değer, yönetim sistemlerinin de de- ğişmesi için gerekli motivasyonu sağ- layacaktır. Toplumsal alt yapıda mey- dana gelen bir gelişmenin üst yapının hukuk, din, felsefe gibi kurumlarını etkilememesi zaten imkansızdır. İşte aslında çözülmesi gerek soru budur. İnsanlık bu yeni yola nasıl girecektir? Üretim araçlarını ve artı ürünleri elinde bulunduran sınıfın bu doğrul- tuda bir karar vermesi gerekmekte- dir. Günümüz dünyasında özellikle iş dünyasının büyük şirketlerinin ve kısmen de devletlerin üzerinde önemle durması gereken nokta bu olacaktır. Elde edilecek olan yüksek toplumsal artı ürün ve değerlerin nasıl dağıtılacağı bu konudaki en önemli etik sorunlardan biri olarak karşımıza çıkacaktır. Eski hatalara düşülmemesi gerekir. Unutmamak gerekir ki vahşi kazanma hırsı tek- nolojideki her gelişmeyi bir şekilde kötü bir şekilde kullanmamıza sebep olmuştur. Neolitik ve kentsel devrim köylülerin serfliğine sebep olacak gelişmeleri sağlamıştı. Sanayi devri- mi sonrası Pamuk çırçırının icatı ise, 19. yüzyılda Londra’nın ve Manches- ter’ın kenar mahallelerinin korkunç toplumsal sefaletine yol açmıştı. İğ makinesi, Amerikan köleliğinde yeni- den bir canlanmaya neden oldu. Artık bu hatalardan kurtulmamız gereki- yor ve yeni bir çağın da başka bir etik anlayış ile doğması gerekiyor. Robotların ve yapay zekanın üretimi sağladığı bir dünyada tarihte ilk kez üreticilerin aslında tüketici olmadığı bir çağa girmiş olacağız. Robotların ve yapay zekanın insanın emeği ve zekasının yerine geçen bir sistemde; insan daha çok kontrol eden ve ta- sarlayan bir konuma gelecektir. Bu da insan emeğinin üretim sürecinden çıktığı anlamına gelecektir. Böylelikle özellikle kapitalist anlayışta emeğin zamanı sona erecek ve artık servetin ölçüsü olmaktan çıkacaktır. Hatta Karl Marx ilginç bir şekilde bu ro- botikleşmenin kaçınılmaz olduğunu belirtirken söz konusu sistemi şöyle tanımlıyor: "bireylerin özgürce ge- lişimine, dolayısıyla artık emek elde etmek üzere gerekli emek sürecinin indirilmesine değil de genel olarak toplumun gerekli emeğinin (socially 23