INmagazine Sayı 16 | Page 20

ARAŞTIRMA Görsel www.shutterstock.com sitesinden alınmıştır. Neolitikden Dijitale Etik 18 Yazı: Ali Cem GÜLMEN Günümüzde insanlığın büyük bir devrimin eşiğinde olduğu herkes tarafından kabul ediliyor. İn- sanların emeğinin yerini robotların ve yapay zekanın alacağı bir 4. Sanayi devrimi (Endüstri 4.0) birkaç on yıl içinde kaçınılmaz olarak ufukta gözüküyor. Peki böyle bir devrimin insanlık üzerinde nasıl etkileri olacak? İnsanlığı daha fazla refah içinde olmasını sağlayacak yoksa insanlığı büyük bir kaosa mı sürükleyecek veya her iki durum da kısmen mi meydana gelecek? Bu konuda çeşitli düşünürler, bilim adamları ve akademisyenler farklı fikirlere sahipler. Bir kısmı optimist bir bakış H omo Sapiens’in soyu tükenmemiş tek alt türü olan ve modern insanın da atası olan Homo Sapiens Sapiens kelime anlamı ile "düşündüğünün üstüne düşünebilen in- san" anlamına gelmektedir. Kısaca Homo Sapiens diye de adlandırılan modern insa- nın anatomik olarak 200.000 yıl önce Afrika'da ortaya çık- tığı ve modern davranışlarına 50.000 yıl önce kavuştuğuna açısına sahipken bazıları da bu devrime pesimist bir açında bakmayı tercih ediyorlar. Peki insanlığı inanılmaktadır. Dik duruşa, gelişmiş bir beyne, soyut dü- böyle derinden etkilemiş bir devrim ilk defa mı meydana geliyor? İnsanlığı düşünsel ve etik anla- şünme yeteneğine ve dil kullanma kabiliyetine sahip insa- mında da neler bekliyor? Bu soruların cevaplarını vermek oldukça güç fakat isterseniz bir zaman yolculuğuna çıkıp bu konuya farklı açılardan bakalım. nın ve onun atası insanımsıların macerası aslında çok daha önceleri araç-gereç yapım zekasını elde etmeleri ile önem kazanmaya başlamıştır. Burada özellikle prehistorik tarihsel dönemlerde neler ol- duğunu bir kez daha hatırlamak gerekir. İnsanlık tarihinin neredeyse %99’unu oluşturan Paleolitik Çağ günümüzden yaklaşık 2 milyon yıl önce insanımsıların ilk ortaya çıkma- sı ile başlamış ve 10.000 yıl önce son bulmuştur. Özellikle ateşin de günümüzden 500 bin yıl kadar önce kontrol altına alınması ile birlikte daha çok avcı toplayıcı olarak hayatını sürdürmeye başlayan Paleolitik çağı insanları besin üretme- yi bilmemekte ve yaşadıkları ortamdaki yabani bitki ve vah- şi hayvanlarla beslenmektedir. Paleolitik çağın insanları do- ğaya tamamen bir nevi asalak gibi bağlı bir halde hayat tarzı sürmekteydiler. Doğanın sınırları kesin olarak çizen yapısı altında avcı toplayıcı olarak zor koşullarda sadece tüketici olarak hayatta kalmaya çalışıyorlardı. İnsanlar doğanın kı- rılgan ve değişken yapısı sebebi ile devamlı bir hareket ha- lindeydiler. Yeni besin kaynakları bulmak için konar göçer olarak nitelendirdiğimiz bir yaşama sahiptiler. Kayalık böl- gelerde mağara içlerinde veya açık havada kurdukları kamp alanlarında yaşamaya devam ediyorlardı. Üst paleolitik çağ denilen dönemde artık insanların yavaş yavaş sanat eseri olarak adlandırabilecek ürünler de yaratmaya başladığı bir zamandı. Fakat zaman geçmekte ve insanlık yavaş yavaş yeni bir dö- neme girmek üzeredir. Bunun için ise iklim koşullarının da değişmesi gerekmektedir. Buzul çağının sona ermesi ve 19