Yolsuzlukla mücadele gündemi ve iyi yönetim,
hukukun egemenliği ve sürdürülebilir kalkın-
ma projelerinin gündemleri arasındaki belirgin
bağlantılardan dolayı bu konuya önemli para
kaynakları tahsis edildi (buna büyümekte olan
ve mültimilyar dolarlık teknik destek ve danış-
ma hizmetleri sağlayan küçük hane içi üretim
sanayii de dahil).
Bu büyük yatırımın sonucunda ilerleme kayde-
dilmiş olması beklenirdi ancak, hangi ölçümleri
kullanmaya karar verirsek verelim, elde edilen
sonuçlar o kadar da iyi değil. Yolsuzluk yasaları
ve önlemleri herkese eşit uygulanmak yerine
sık sık muhalefete karşı kullanılmıştır. Çoğu za-
man, yetkili makamlar alt düzey yetkililerin pe-
şine dü���������������������������������������
şerken, yozlaşma süregidiyor
����������������������
ve üst dü-
zey yetkililer cezasız bırakılıyor. Birçok reform
gereksiz bürokrasi, zorluk ve resmi formalite-
ler üreterek, meşruluk ve güvenirlilik yerine
kuralların yok sayılmasına katkıda bulunuyor.
Devlet ve iş dünyası düzeylerinde Uyum, ku-
ralların hizmet ettiği varsayılan nihai hedeflere
odaklanmak yerine “kutucuğu işaretle” yakla-
şımları ve kuralların dar yorumu olarak kendini
gösteriyor.
BAŞARI NEDEN GELMİYOR?
Tüm dünyadaki algı veri trendlerine bakıldı-
ğında, yüksek hareketlilik olan bölgelerde bile
(Afrika gibi), bunların sabit kaldıkları ya da
inişte olduğu görülüyor. Global Integrity yetki-
lileri, yasa ve önlemlerin uygulamasında ciddi
boşluklar olduğuna işaret ediyor. Dünya Ban-
kası Enstitüsü’nün yönetişim göstergeleri de
hukukun egemenliği ve yolsuzlukla mücadele
konularında düz bir çizgide ilerliyor. UNCAC’in
onaylanmasıyla beraber daha iyi sonuçlar elde
edilmesi beklenirken, aslında negatif sonuç-
lar alındı. Aynı durum Yolsuzlukla Mücadele
Ajansları (Anti-Corruption Agencies) için de
geçerli. Kimisi skandal ya da kriz ertesinde
kurulan bu birimler, ilk başta rağbet görüyor,
beklentileri yükseltiyor ama tutamayacağı söz-
ler veriyor, düşüşe geçiyor, gücünü kaybediyor
ya da feshediliyor.
Bu çabaların boşa çıkmasının nedenleri nedir?
İlk önce, siyasi irade her zaman samimi değil.
Bir��������������������������������������������
çok çalışma,��������������������������������
belirli ülke ya da bölge sorun-
larının doğru teşhisinden ve temel sistemik
problemler tespitinden yararlanmıyor. Birçok
girişim, çoklu-paydaş katılım ve katkısı yerine,
tepeden ya da ülke dışından geliyor. Bunun
sonucunda, bu değişimlerin büyük kısmı ki-
şiselleştirme ve ülkenin özel koşullarına saygı
söylemine rağmen “kullanıma hazır” ve “ge-
AKADEMISYENLERIN
YERINE GETIRMESI
GEREKEN ÖNEMLI BIR
GÖREV, ALTERNATIF
YAKLAŞIMLARIN, IYI
UYGULAMALARIN,
ALINAN DERSLERIN,
TEKRARLANABILECEK
BAŞARILARIN
VE GELECEK
AŞAMALARDAKI
YENI ZORLUK
VE HEDEFLERIN
TESPITININ
ILETIŞIMI VE
YAYGINLAŞTIRILMASI.
nel” fikirlerden oluşuyor. Yıllar süren gerçek
sosyal değişime rehberlik edebilecek bir stra-
tejik yaklaşım eksikliği olduğu çok açık. Sanki
istenilen toplumsal değişim için sadece yasa-
da ve düzenlemelerde değişiklikler yapmak
yeterliymiş gibi; hukuk, sorunun çözümüymüş
gibi ortaya atılıyor. Eğitim kurumları dürüstlük
kültürünün teşviki ve korunması için yeterli
destek sağlamıyor.
Bunun sonucunda, kaynaklar ziyan ediliyor,
çabalar sürdürülebilir olmuyor ve başarıların
geçici ve tersine işleyebildiği görülüyor. Bu du-
rum, genel çaba hakkındaki erken iyimserliği,
meşruluğu ve güvenirliliği baltalıyor. Tam da bu
nedenle akademisyenler, devletle, iş dünyası
ve diğer paydaşlarla el ele verip, bunu aşağıda
belirtilen yollarla engellemek zorundalar.
İlk olarak, kapasite
����������������������������������
geliştirerek bunu başara-
bilirler. Bunun anlamı, mevcut sorun, standart
ve politika ya da önlemler hakkında toplumu
bilinçlendirmektir. Harici ya da diğer değer-
lendirmeleri incelemek ve yanıtlamakta kulla-
nılacak yöntemleri geliştirmek ve uygulamak.
Bilgi üretimi ve dağıtımı araştırması yapmak.
Dürüstlük ve hesap verilebilirlik çabaları için
gerekli becerilerin yaratılması amacıyla eğitim
uygulamaları, okumalar, vakal���������������
ar, vaka çalış-
maları, yöntemler ve teknoloji kullanımı ko-
nularında bir araya gelinerek, beyin fırtınası
düzenlemek. Bu bir yere kadar öğretmen ve
öğretim görevlilerinin eğitilmesini de gerek-
tirebilir. Örneğin IACA’nin de sunduğu kamu
ve özel sektör sertifika programları ve yönetici
lisanslarından ve ulusal üniversite lisans ve
lisans üstü derecelerinden de faydalanılabilir.
İkinci yol, çabaların sürdürülebilirliğine
katkıda bulunmaktır. Bunun anlamı, özel
11