INmagazine Sayı: 1 (Ocak - Şubat - Mart) | Page 33

ki dönemde B20 bakımından çok dikkatle izlenmesi gereken bir gündem. Biraz sonra bu konuda birlikte düşünmeye devam edeceğimiz için dilerseniz birlikte ikinci “i”ye geçelim. B20, UYGULAMAYA NASIL DESTEK VERMELI? İkinci “i”, implementation, yani uygulama. Şimdiye kadar gerçekleştirilen G20 zirvelerinde ilk “i” (inclusiveness) bakımından yol alındığı önermesine bağlı olarak, artık düşünülenlerin uygulamaya geçirilmesi öngörülüyor. Bu kendi başına çok olumlu bir adım hiç kuşkusuz ve uluslararası platformda karar alma mekanizmalarının dünyada yaşanan sorunlar bakımından sonuca varmakta uzun zaman gerektirdiğini de hesaba katarsak, bugün G20’nin belirli bir ilkesel zemine dayandırılmış olan uygulama adımlarına yönelmek rasyonel bir davranış olarak kabul edilebilirw tabii. Ancak burada başka temel bir soru sormamız gerekebilir. Eğer G20 şu ana kadar dünyada ekonomik büyüme ve refahın eşit dağılımı bakımından uzlaşmaya dayandırılan bir yol haritasına sahipse B20 bu konuda ne yapmalı, uygulamaya nasıl destek vermeli? Henüz 2015 dönem başkanlığının ilk aylarında olduğumuza göre bu konuda uygulamada gerçekten neler olabileceğini söylemek zor ama aynı zamanda bu bir yıllık süreçte köklü bir değişim de beklenmiyor. Aslında bütün bu soruların yanıtı kendi başına B20’de değil, G20 ülkelerinin her birinde özel sektörle devletin karşılıklı dialoğu, uyumu ve uygulamada birbirlerini ne derece destekleyebileceklerinde saklı; diğer bir deyişle her bir ülkenin kendine özgü olan korporatist kültüründen bu kültürün yarattığı ekonomik ve sosyal gerçeklikten bahsediyoruz. Bu yanıt iyi yönetişim ilkelerini devlet ve özel sektör bileşkesi bakımından önemli ölçüde içselleştirebilmiş ülkeler için oldukça kısa zamanda ve doğru şekilde verilebilecektir. Ama tersi durumda devlet ile özel sektörün birbirine vereceği destek her zamankinden çok daha önemli. Eğer devletler iyi yönetişim için uygulamada gereken dinamizmi karşılayamıyorsa, o zaman özel sektörün kendisini sorgulaması ve destekleyici bir yol haritasını gündeme taşıması kaçınılmaz hale geliyor. Bu çerçevede Türkiye dönem başkanlığı bakımından somut olarak öne çıkan hususlar ise girişimcilik, innovasyon, KOBİ’ler olurken, sektörel olarak finans (bankacılık) ve enerji sektörleri ilk sırada yer alanlar. İstikrarlı bir büyüme için hedeflenen yatırımlar ise özellikle altyapı yatırımları. Bütün bunların bu yıl B20 çerçevesinde uygulamaya geçirilmesi oldukça zor görünse de, aslında sanılanın aksine farklı açıdan bakıldığında çözümler mevcut. Nasıl mı? Bunun yanıtı yukarda işaret ettiğimiz dördüncü “i” ile yani özel sektörün liderliğinde integrity kavramının iktisadi süreçlere uygulanmasıyla büyük ölçüde bulunabilinir. SÜRDÜRÜLEBILIR EKONOMIK BÜYÜME IÇIN YATIRIM Üçüncü ve son “i”, investment for growth, yani “ekonomik büyüme için yatırım”. Diğer bir deyişle, 2015 yılı için G20 uygulamalarının temel içeriği. Bu içeriğin temelindeki en önemli hususlardan biri de küresel ticaret ve yatırım ortamının serbestleştirilmesi için yapılan çalışmalar. Son dönemde bu çalışmalar çerçevesinde örneğin TTIP sürecinin şeffaflıktan uzak olduğuna dair eleştiriler siyasi ve ekonomik boyutlarda tartışmalara neden olurken, Türkiye bu sürece doğrudan dahil olamayışının getirdiği sorunları bu yıl dönem başkanı olduğu G20 düzleminde aşabilir mi? Peki, G20 ülkeleri bu temel içeriği etkin biçimde uygulayabilirler mi? Uygulamada B20’den beklentileri ne olur? Uygulamada G20 ve B20 sinerjisinin odak noktasını neler oluşturur? Bunlar temel sorular. Diğer yandan G20 ile uluslararası organizasyonların birlikte ortaya koyduğu bazı çalışmaları da göz önüne almakta fayda var, örneğin UNCTAD ve G20 işbirliği. Bazılarınız için bu ve benzer soruların yanıtları çok açık olabilir, bazılarınız için ise çok bilinmeyenli denklem gibi üzerinde iyi düşünülmesi gerekebilir. Çok bilinmeyenli denklem olduğunu düşünenleriniz haksız da değiller çünkü burada da sürdürülebilir ekonomik büyüme ve geleceğe dair rasyonel yatırımlar ve bu yatırımların finansmanı için yukarıda belirtilen ilk iki önermede olduğu gibi üçüncü “2015 G20 AJANDASININ ANAHTAR SÖYLEMLERİNİN MERKEZİNDE BİR DE ‘COLLECTIVE ACTION’, YANİ ‘TOPLU EYLEM’ KAVRAMI VAR. 2015 YILINDA G20 BİR YANDAN YATIRIMLARLA BÜYÜMEYE İVME KAZANDIRIRKEN, REFAHIN EŞİT DAĞILIMI İÇİN G20 ÜYESİ ÜLKELERİN GÜÇ BİRLİĞİ YAPMASI DA SÖZ KONUSU” 31