HUKUK
Görsel www . shutterstock . com sitesinden alınmıştır .
Yolsuzluğa karşı hassas alanlardan birisi de ilaç tedarik zincirleridir . Covid-19 ’ un yaratmış olduğu korku , bazı kimseler tarafından kişisel kazanç sağlamak amacıyla kullanılarak suistimal edilebilmektedir .
Ayrıca karantina gereklilikleri nedeniyle yetkililerin tedarik zincirlerini fiziksel olarak incelemeleri , eczaneleri ve halk sağlığı merkezlerini ziyaret etmeleri veya ayrıntılı araştırmalar yapmaları da zorlaşmaktadır . Benzer şekilde maliye müfettişleri , vergi memurları ve diğer finansal gözetim memurları da kamusal kaynakların ödenmesinde ve doğru dağılımını saptamada zorluk çekebilmektedir . Kolluk kuvvetleri , vatandaşların yardım taleplerini önceliklendirdiklerinden suç ve yolsuzluk davalarının geri plana atılmasıyla da karşı karşıya kalınabilecektir .
18
şirketi hükümete yüz maskesi sağlamak için kamusal bir ihaleyi kazandıktan sonra bu durumu şüpheli bulan kamu ihale kurumu teklifi iptal etmiştir ve şimdi konu üzerinde olası yolsuzluk girişimi için araştırmalar yürütülmektedir . Benzer şekilde , Sırbistan Cumhurbaşkanı , Avrupa pazarında bulunan vantilatör eksikliğinden dolayı bazı ürünleri “ gri pazar ” dan satın almak zorunda kaldıklarını açıkça dile getirmiştir . 2
Dolayısıyla , pandemi dönemlerinde yolsuzluk risklerini artıran acil durum tedarik ihtiyacı , gri piyasalarda sahte tıbbi üretim ve yüksek fiyat sunumları ile kendini göstermektedir .
Yolsuzluğa karşı hassas alanlardan birisi de ilaç tedarik zincirleridir . Covid-19 ’ un yaratmış olduğu korku , bazı kimseler tarafından kişisel kazanç sağlamak amacıyla kullanılarak suistimal edilebilmektedir .
Örneğin , sıtma ilaçlarının her yıl dünya çapında 450.000 ölümü önleyebileceği tahmin edilmekte olduğundan sahte sıtma ilaçlarını Covid-19 krizinde üretme teşviki çok daha büyük olmaktadır . Dolayısıyla ilaç endüstrisine , Covid-19 ile mücadelede büyük sorumluluk düşmektedir .
Tıbbi tedarik zincirleri , Covid-19 yayıldıkça yolsuzlukla ilgili bir başka endişe olan kamusal ödemelerin denetimi hususunu da ortaya çıkaracaktır . Etkili bir hesap verebilirlik ve gözetim sağlamak yüksek mali bütçeler de oluştukça daha da zorlanabilecektir .
Tüm bu yolsuzluk riskleri doğrultusunda , Türkiye ’ nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi ’ nin Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu ( GRECO ), 21 Nisan 2020 ’ de bir kılavuz yayımlamıştır . Bu kılavuz , elli üye ülkenin olağanüstü durumlarda takip edilebileceği Covid-19 salgını dolayısıyla sağlık ve kamu alanlarında maruz kalınabilecek muhtemel rüşvet , kamusal görevleri kötüye kullanma , dolandırıcılık ve hukuka aykırı tedarik gibi yolsuzlukları önlemeyi amaçlayan kuralları içermektedir .
Üyelerinin yolsuzlukla mücadele standartlarına uyumlarını izleyerek yolsuzlukla mücadele kapasitelerini geliştirmeyi amaçlayan bir Avrupa Konseyi organı olan GRECO , üye devletlerin ulusal hukuk sistemlerindeki yolsuzlukla mücadele politikalarındaki eksiklikleri tespit etmelerine yardımcı olarak gerekli yasal , kurumsal ve pratik reformları teşvik etmektedir .
GRECO başkanı Marin Mrčela tarafından yayımlanan kılavuzda , COVID-19 salgınının özellikle de tıbbi malzemelerin acil ihtiyacındaki artış ve tedarik kuralları , tıbbi tesisler ve sağlık personeli bakımından dünya genelinde yolsuzluk risklerini arttırmış olduğu belirtilmiştir . Bu bağlamda en çok karşılaşılan yolsuzluk vakaları aşağıdaki gibidir :
• Kamu hizmetlerinin hızlandırılmasına yönelik kolaylaştırma ödemeleri ve / veya rüşvetler ,
• Sosyal yardım ödemelerinden faydalanma şartlarını karşılamak amacıyla yapılan evrakta sahtecilik , ürün sertifikasyon gerekliliklerinin yerine getirilmemesi ,
• Alternatif tedarik zincirlerinin belgelendirilmemesi ,
• Bağışlar ,
• Çalışanların bireysel suistimalleri .
İTİBAR
Özgürlüklerimiz Rehinci Dükkanında
Koronavirüs ile zaten ya-
suzluk çarklarından, vergi cennetlerine
kaçırılan paralardan, yoksulluk ve açlık
sınırında yaşayanlardan, mültecilerden,
küresel ısınma ve iklim değişikliğinden
haberdar olduk. Kadına şiddet ve taciz,
engellilerin sorunları, çocuk haklarının
ihlali, hayvan neslinin tükeniyor olma-
sı hep sivil toplumun bilgi üreten ve bu
bilgiyi işleyen sistematiği içinde haya-
tımızın içine girdi. Kanunlar ve düzen-
lemelerin yeniden ele alınmasında sivil
toplumun kamuoyu oluşturma gücü et-
kin oldu.
rım yamalak yaşadığımız
özgürlüklerimizi
toptan
rehin dükkânına bıraktık.
Bırakın
başka
ülkelere
gidebilmeyi, kendi ülke-
mizde bile şehirlerarası
seyahat edemedik. Evden
çıkabilmemiz
koşullara
Teknoloji, Bilgi Toplumunun Yeşer-
mesi ve Özgürlüklerimiz
bağlandı. Bir parka gidip
1984’de 16 Ocak’ta Macintosh lansmanı
ile hepimiz “sevindirik” olmuştuk. Bilgi
toplumuna geçiş sürecinin simgesiydi.
Artık herkesin masasında bir bilgisayar
olacak ve bu aletin yetenekleriyle dün-
yanın herhangi bir yerindeki bir bilgiye
zahmetsizce ulaşabilecek, dahası biz de
bu bilgiyi işleyebilecek ve başkalarının
yararına sunabilecektik.
güneşle sohbet edebil-
36
meyi bile hayallerimize
yazdık. Özgürlüklerimizin
özgürlüklerini özlediği bir
dönem olarak tarihe geçti
koronavirüs süreci.
Yazı: Salim Kadıbeşegil - RepMan İtibar Araştırmaları
Merkezi Kurucu Başkanı ve Danışma Kurulu Üyesi
B
u kadarıyla kalsa iyi.
Geçici olarak dayatılan
uygulamaların kalıcı tor-
tular bırakma olasılığı ve
toplumsal yaşamın içinde
yeşerip boy vermesi kaçı-
nılmaz görünüyor.
11 Eylül saldırılarından sonra başta ABD
olmak üzere hemen her ülkede uygula-
maya konulan “vatanseverlik yasası” vari
uygulamaların ışığında teknolojinin tüm
nimetleri devlet kurumlarının vatandaş-
larını “teröre” karşı korumak adı altında
gözetim ve denetim alt yapısı kurmaları-
nı sağladı. Koronavirüs, yemek sonunda-
ki tatlı servisi gibi artık bu işlerin “kendi
kişisel tercihlerimizin” çıktısı olarak ya-
şama geçtiğini tarih kayıtlarına düştü.
Yani devlet kurumlarının bizi izlemeleri-
ne bizzat izin veriyor, bunu onaylıyor ve
“sağlığımız için tercih ediyoruz”.
Korona ile insanlık bir sınavdan geçiyor.
Sonuçlarını ise sorumluluklarımızdan ne
kadar sorumlu olduğumuz belirleyecek.
Ama şurası bir gerçek ki artık özel yaşa-
mın gizliliği olmayacak…
Özgürlük, sözlük tanımlarında açılımı
olan milyonlarca ifadeden bir tanesi ola-
rak karşımıza çıkacak…
Demokrasi, insan hakları ve bu bağlamda
eteklerine yapıştığımız değerlerin hiçbi-
rinden eser kalmayacak…
Daha otokratik yönetimlerin kendi var-
lıklarını idame ettirebilmelerinin önünü
açan yasalarla yönetildiğimiz ve adına
“toplumsal uzlaşma” dediğimiz bir sos-
yal yapılanma tarih sahnesinde yerini
alacak…
Adalet ve hukukun kökleri Roma huku-
kuna dayalı omurgasının yerinde yeller
esecek…
İnsanlık Tarihinde Bir Başka Sınav
Karanlık bir tablo değil mi?
Aslında değil! İnsanlık, tarihin başka dö-
nemlerinde olduğu gibi bir sınavdan ge-
çiyor. Bu sınavı da atlatacak. Bazı kalıcı
hasarları olacak tabii ama bu sınavı ver-
mek zorunda! Ancak bu sınavdan hükü-
metlerin, devlet başkanlarının iradesi ile
değil sivil toplumun küresel işbirliğine
dayalı “yaptırımcı” gücü ile geçecek.
Bugün, “küçümsenmeye çalışılan” sivil
toplum sayesinde insan hakları ihlalle-
rinden, adaletsizliklerden, rüşvet ve yol-
Hızla dönüştük. İnternetin sihirli dünya-
sı kabuğunu kırdı ve bizi tüm özlemleri-
mizle buluşturdu. Hiçbir şey gizli saklı
kalamazdı. Halının altındakiler gün yü-
züne çıkmaya başladı. Hatta kimileri he-
sap bile verdi. Teknoloji dur durak bilmi-
yordu. Yaşamı her anlamda dönüştüren,
alışkanlıklarımızı ters yüz eden, başka
kültürlerin içinde kendi kültürümüzü ko-
rumaya çalışan bireyler hâline dönüştük.
Ama teknolojinin imkânları ile halının
altına yıllardır süpürülen olumsuzlukları
tek tek gün ışığına çıkarırken özgürlük-
lerimizi gıdım gıdım teslim ettiğimizin
farkında değildik. Hayallerimizi ilmik il-
mik güzel bir dünya için ördüğümüz tek-
nolojiyi bizden daha çok sevenler (devlet
kurumları gibi) olduğu gerçeği ile tanış-
maya başladık.
Kimdik? Ne yerdik, ne içerdik? Nerede
çalışırdık? Ne severdik, ne sevmezdik?
37