INmagazine 2022 Özel Sayısı Etik ve İtibar Derneği | Page 41

Bu yazıda kullanılan görseller www . shutterstock . com sitesinden alınmıştır .
re günümüz modern dünyasında ve Türkiye ’ sinde hızla değişen ve gelişen teknolojinin yanında kimi konuların hâlâ evrimleşmesine ve yaygınlaştırılmasına muhtaç olduğunu göstermektedir . UN Women ve UNDP
Yaşadığımız bu COVID-19 döneminde
, özellikle kadınlara karşı artan
aile içi şiddet ve ev içi ücretsiz
emek yükünün yaratmış olduğu
günümüz koşullarında , cinsiyet
döneminde , özellikle kadınlara karşı artan aile içi şiddet ve ev içi ücretsiz emek yükünün yaratmış olduğu günümüz koşullarında , cinsiyet eşitliği meselesinin yeniden gündeme oturması kaçınılmaz olmuştur .
37
tarafından yayımlanan bir çalışmaya göre COVID-19 salgını kadınlar ve
erkekler arasındaki yoksulluk farkını daha da derinleştirecek . 47 milyon kadın ve kız çocuğunu yoksulluk sınırına sürükleyecekmiş .
Birleşmiş Milletler ’ in günümüz sorunlarına yönelik oluşturduğu Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ’ ndan biri olan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ( 5 . Amaç ) amacı bu tartışmalara yönelik bir çözüm bulma hedefinde
oluşturulmuş bir amaçtır .
Bu amaçlar doğrultusunda , günümüz
toplumsal cinsiyet eşitsizlik meselesini daha adil ve eşit bir konuma getirmek için ortak ve kararlı hareket etmenin şart olduğu şu günlerde , bu
eşitliği meselesinin yeniden gündeme
oturması kaçınılmaz olmuştur .
hareketin meyvesi olarak toplumda kalıplaşmış normların kırılmasına ve değişmesine yönelik çalışmaların her birey ve kurum tarafından göz ardı edilmeyip , önceliklendirilmesi gerekmektedir .
Günümüzde pek çok kesim tarafından çokça tartışılan , ancak kolektif bir aksiyonun alınması ve ortak bir söylemde buluşmanın zor olduğu konulardan dünyada ve Türkiye ’ de cinsiyet eşitliği meselesinin hâlâ çözüme kavuşamadığı bir dönemde yaşıyoruz . Yaşadığımız bu COVID-19
Kadınların ve bu yolculukta kadınlara
destek olan tüm erkeklerin yola devam etme gücü ve inancı var . Bugünkü koşullar sağlandığında ancak 99,5 yıl sonra eşitlik sağlanabilecek olmasına rağmen sürdürülebilir bir geleceğe inanan bireyler ve kurumlar tam gaz yola devam ediyor .
Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik her türden ayrımcılığın önlenmesi yalnızca temel bir insan hakkı değil ,
sürdürülebilir bir gelecek için zorunluluk . Kalkınmanın önemli bir parçası ve yüksek insani gelişmenin
bir ön koşulu olan kadınların ve kız çocuklarının güçlenmesi aynı zamanda ekonomik büyümeye de katkı sağlıyor .