ILLUSTRATED ENGLISH DICTIONARY sözlük | Page 39

‣ penknife : çakı
‣ pennsylvania : Pensilvanya
‣ pension : emekli etmek , emeklilik , pansiyon
‣ people : insan yerleştirmek , halk , insanlar
‣ pepper : biber , biber serpmek
‣ per : vasıtasıyla , başına
‣ percent : yüzde , yüzde , kâr payı , hisse
‣ perfect : mükemmelleştirmek , tamamlanmış geçmiş zamanlı fiil , mükemmel , kusursuz
‣ perfectly : mükemmel , bir şekilde
‣ performance : performans , gösteri
‣ perfume : parfüm sürmek , parfüm , güzel koku
‣ perhaps : belki
‣ peril : tehlikeye atmak , tehlike
‣ period : periyot , dönem , aybaşı
‣ permanent : daimi , sürekli
‣ permission : izin , ruhsat
‣ persist : sürmek , sebat etmek
‣ person : kişi
‣ personal : kişisel ilanlar sayfası , kişisel , kişiye özel
‣ personality : şahsiyet , kişilik
‣ pessimist : karamsar , kötümser
‣ pet : el üstünde tutmak , evcil hayvan , evcil , gözde
‣ peter : aziz Petrus ( İsa ' nın havarisi ), Peter
‣ petrol : benzin
‣ petrol station : benzin istasyonu
‣ philadelphia : alaşehir [ tar .], filedelfiya
‣ philosophy : felsefe , soyut düşünüş , dünya görüşü
‣ phone : telefon etmek , telefon
‣ photo : fotoğraflamak , fotoğraf , resim , foto
‣ phrase : uygun sözcük ve cümlelerle ifade etmek , deyiş , sözcük grubu
‣ physical : muayene , fiziksel , somut
‣ piano : hafif i . piyano , hafif sesle
‣ picket : kazıklarla çevirmek , kazık , nöbetçi
‣ pickle : turşusunu kurmak , turşu , salamura
‣ pickpocket : yankesici
‣ picnic : piknik yapmak , piknik , basit iş
‣ picture : resmetmek , çizmek , resim , film
‣ pictured :
‣ pie : karışıklık çıkarmak , turta
‣ piece : parça eklemek , parça
‣ pig : yavrulamak ( domuz ) , domuz , pisboğaz tip
‣ pigeon : güvercin , enayi
‣ pile : yığmak , yığın , katlı ( dokuma )
‣ pill : aleyhte oy vermek , hap , sıkıntı
‣ pillow : yastığa yatırmak , yastık
‣ pillowcase : yastık kılıfı
‣ pilot : kılavuzluk etmek , pilot , kılavuz , deneme
‣ pin : iğnelemek , toplu iğne
‣ pincers : kıskaç , maşa
‣ pinch : çimdiklemek , kıstırmak , çimdik , ihtiyaç , tutam
‣ pine : özlemek , çam , ananas
‣ pineapple : ananas , el bombası
‣ pink : kenarını şekilli kesmek , pembe , zirve , solcu ( ılımlı )
‣ pioneer : öncülük etmek , öncü , önde giden
‣ pipe : boru ile taşımak , boru , pipo
‣ pistol : tabanca , atıcı
‣ pitch : ziftlemek , zift , derece
‣ pity : merhamet etmek , merhamet , acıma
‣ place : yerleştirmek , yer , mekân
‣ plain : düzlük , ova , sade , süssüz , sade bir biçimde
‣ plane : düzlemek , uçak , düzlem , düz
‣ planet : gezegen
‣ plant : ekmek , bitki , tesis
‣ plantation : ekili alan , sömürge
‣ plastic : plastik , plastik , biçim verilebilir
‣ plate : kaplamak ( metalle ) , tabak , plaka
‣ plates : ayak
‣ platform : platform , rampa
‣ player : oyuncu , çalan kimse ( müzik aleti için )
‣ playground : oyun alanı , okul bahçesi
‣ pleasant : hoş , güzel , keyifli
‣ pleasure : zevk , sevinç , keyif