ILLUSTRATED ENGLISH DICTIONARY sözlük | Page 35

‣ Nail : çivilemek , çivi , tırnak

‣ nails :
‣ name : isim vermek , isim , ün
‣ napkin : kâğıt peçete , bebek bezi
‣ narrate : öykülemek , anlatmak
‣ narrow : daraltmak , dar , kısıtlı
‣ nasty : iğrenç , çirkin
‣ nation : ulus
‣ national : yurttaş , ulusal
‣ native : yerli kimse , yerli
‣ natural : doğal
‣ naturally : doğal olarak
‣ nature : doğa , huy
‣ naughty : yaramaz , haşarı
‣ near : yaklaşmak , yakın , yakın
‣ nearby : yanında , yakında
‣ nearer :
‣ nearest : en yakın
‣ nearly : neredeyse , az daha
‣ necessary : gereken şey , gerekli
‣ necessity : zorunluluk
‣ neck : sarmaş dolaş olmak [ amer .], boğaz , yaka
‣ needle : dikmek , iğnelemek , iğne
‣ needless : gereksiz , boşuna
‣ negative : olumsuz cevap vermek , negatif , eksi , negatif , olumsuz , ters
‣ negotiate : görüşmek
‣ negro : arap , zenci
‣ neighbor : komşu , bitişik
‣ neighborhood : [ neighborhood ( Amer .) ] , muhit , komşular , mahalle
‣ neighbour : komşu olmak , komşu , bitişik
‣ neither : hiçbir , ne ... ne de
‣ neither ... nor ...:
‣ nephew : yeğen ( erkek )
‣ nervous : sinirli
‣ nest : yuva yapmak , yuva , kuluçka
‣ net : ağ yapmak , ağ , file , net
‣ network : şebeke
‣ never : , asla ünl . asla
‣ nevertheless : buna rağmen , ancak
‣ new : yeni
‣ news : haber
‣ newspaper : gazete
‣ next : sonraki , bir dahaki , daha sonra
‣ nice : hoş , güzel
‣ nickname : isim takmak , lakap
‣ niece : yeğen ( kız ), kardeş kızı
‣ night : gece
‣ nightmare : kâbus
‣ nil : hiç , sıfır
‣ nine : dokuz
‣ no : hayır s . hiç art . yok
‣ noble : soylu , asil , yüce
‣ nobody : önemsiz şahsiyet , hiç kimse
‣ nodded :
‣ noise : gürültü etmek , gürültü
‣ nominate : aday olarak göstermek , atamak
‣ none : hiç
‣ nonsense : saçmalık , safsata ünl . saçma
‣ noon : öğle vakti , öğle
‣ nor : ne de
‣ normal : normal , olağan , ortalama
‣ north : kuzey , kuzeydeki
‣ norway : Norveç
‣ nose : koklamak , burun
‣ not : art . değil , yok
‣ nothing : hiç , hiçbir şey ünl . hiç
‣ notorious : adı çıkmış
‣ noun : isim
‣ novel : roman , yeni , acayip
‣ november : Kasım
‣ now : şimdi , hemen , mademki
‣ nowadays : bu günlerde , günümüz
‣ nowhere : hiçbir yerde , hiçbir yer
‣ nude : nü , çıplaklık , çıplak , hükümsüz
‣ nuisance : sıkıntı , dert
‣ number : saymak , numaralamak , rakam , sayı , numara
‣ numeral : sayı , adet , sayısal
‣ nurse : emzirmek , bakıcılık yapmak , hemşire , hastabakıcı
‣ nut : ceviz - fındık toplamak , kabuklu yemiş
‣ nuts : taşaklar ünl . illallah , asla
‣ nylon : naylon