ILLUSTRATED ENGLISH DICTIONARY sözlük | Page 22

                                   G allery: galeri, tünel, üst balkon game: kumar oynamak , oyun , cesur, hevesli gang: harekete geçmek, birleşmek , çete gaol: hapishane gap: boşluk, aralık garage: garaja çekmek , garaj, tamirhane garden: bahçe işiyle uğraşmak , bahçe, park , bahçe ile ilgili garlic: sarımsak gas: gaz vermek, benzin almak , gaz, benzin gasoline: benzin gate: kapı, geçit gather: toplamak, kazanmak gear: vites değiştirmek, uydurmak ,vites, donanım general: general, genel ilkeler , genel, yaygın, baş generally: genel olarak generous: cömert, yüce gönüllü genius: dahi, yaratıcılık gentle: kibar, nazik gentleman: centilmen, beyefendi gently: kibarca, nazikçe george: George germ: çimlenmek , mikrop, bakteri, virüs, tohum german: Alman, Almanca germany: Almanya get along: geçinmek, ilerlemek get permission: izin almak ghost: peşinde koşmak , ruh, hayalet giant: dev , dev gibi, kocaman gift: hediye, doğuştan yetenek gigolo: jigolo ginger: zencefil katmak , zencefil, taba rengi, kızıl saçlı gipsy: ingene gibi yaşamak , çingene, çingene dili girl: kız, kız arkadaş give up: bırakmak, vazgeçmek glad: memnun, sevinçli                                            gladly: sevinçle, memnuniyetle glass: cam gibi yapmak , cam, bardak globe: küreselleşmek , küre, dünya glorious: ünlü, şerefli, olağanüstü glory: övünmek , şan, görkem glove: eldiven giydirmek , eldiven glue: yapıştırmak ,yapıştırıcı goal: amaç, sayı goat: keçi , oğlak takımyıldızı [astr.], oğlak burcu [astr.] god: [God] ,Tanrı gold: altın golden: altın, altın gibi, altın sarısı goldfish: akvaryum balığı good: hayır , iyi, güzel, hayırlı ünl. peki good-looking: iyi görünümlü, yakışıklı goose: parmak atmak , kaz, ahmak gosh: ünl. hay allah, allah allah, ya gossip: dedikodu yapmak , dedikodu, gevezelik goverment: hükumet, devlet government: hükümet, yönetim biçimi grabbed: grade: sınıflandırmak , derece, aşama gradually: azar azar, kademeli olarak grain: tanelemek, öğütmek , tane, tahıl grand: bin dolar, kuyruklu piyano , büyük, ulu grandfather: dede grandmother: anneanne, babaanne grape: üzüm grapefruit: greyfurt graph: grafik, çizelge grasp: kapmak, tutmak , tutma, kavrama grass: otlatmak , ot, çim grateful: minnettar grave: oymak , mezar , önemli, kasvetli gravestone: mezar taşı graveyard: mezarlık gravity: ağırlık, çekim, önem gray: kırlaşmak , gri , gri, kırlaşmış great: önemli, ulu ünl. harika ök. büyük greater: [great] büyük, önemli, ulu greatest: azami greatly: çokça greece: Yunanistan