Hazreti Ali'nin 100 Öğüdü | Page 9

özünü her zerresine kadar gösteren , yollara ışık tutan , ruhun her yüzünde parlayan , aşktan daha üstün bir mürşid yoktur .”
Hazreti Ali Efendimizin ilmi kadar , feyzi ve ulviyeti de sonsuzdur . Onun zatı , maddi ve manevi kemalatı , kudsiyetin zirvesinde olduğundan dolayıdır ki , onu tasvir etmek için vahiy lisanına aşina olmaktan başka bir çare yoktur .
Cenab-ı Mevlana , bir kasidesinde Hazreti Ali ’ yi şöyle dile getirir : “ Ben Ali ’ yi dost tutarım , dostluk bizim şiarımızdır . Kim bizi düşman tutarsa biri iki görmektedir . Bizler ki Ali ’ nin nurundan daima saadet bulmuşuz , bu saadet daima içimizde bizim sırdaşımızdır . Ali ’ nin sevdasını ki gönüllerimizde daim eylemişiz , ey kardeşim , her iki alem de bizim pazarımızın süsüdür . Eğer bizim Şah ’ ımızı dost tutarsan , o vakit sen de Hakk ’ ın dostu olursun . Her kim gönlünde O ’ nun muhabbetini taşımıyorsa , o kimse bizden değildir , ağyardır . Ali ’ den başkasını imam tanıyan kimse , hakikatte puta tapmaktadır , bizim vazifemiz ise putları kırmaktır . Ey Şems-i Tebrizi sus söyleme , ta ki Hakk ’ ın sırrını ağzından kaçırmayasın . Asıl olgun ve kamil o kimsedir ki , bu sırlara kendisi hak ile vakıf ola …”
Hasan Çıkar Dede
9