Hazreti Ali'nin 100 Öğüdü | Page 8

‘ B ’ harfinin bir noktasıyım . Allah ’ ın bir yanıyım . Ben Kalem , Levhu ’ l- mahfuz , Arş , Kürsi ve yedi gök tabakasıyım . Ey insanoğlu , sen kendini küçük bir şey mi sanıyorsun ? Binlerce alem sende dürülüdür . Senin istediğin ilaç yine sendedir . Fakat bunu anlayamıyorsun . İlacını aradığın dert de sende meydana gelmiştir , başkalarından gelmemiştir . Fakat buna dikkat etmiyorsun . Sen ey insan , açıklayıcı bir kitap gibisin . Harfler içindeki gizlilikleri açığa vuran ve beyan eden vasıtalardır . Olgun insan , semâvi kitapların tümü kabul edilmiştir . Kalbim , insanı hayretler içinde bırakan çeşitli hikmetleri söyler . Müşkülleri hallettiği gibi inciler saçar . Hüküm çıkarmadan arayıp taramadan kurtuldum . Elimle Allah eteğine yapıştım . Uçarsam uçtuğum yeri görmekteyim , dönersem döndüğüm yeri . Bir yük taşıyorsam nereye götüreceğimi biliyorum . Ben ayım , önümde güneş , kılavuzum . Halka bundan fazla söylemeye izin yok ; denizin ırmağa sığması mümkün değildir . Akılların alacağı kadar aşağı mertebeden söylemekteyim . Bu , ayıp değil , Peygamberin işidir . Garezden hürüm ben ; hür olan kişinin şahadetini duy . Kul , köle olanların şahadetleri iki arpa tanesine bile değmez ! Bana ölüm tatlıdır ; ‘ Onlar ölmemişlerdir , Rablerinin huzurunda diridirler ’ âyeti benim içindir . Ey insanoğlu ! Gözünü dünyadan çevir , cefa ve eziyetler karşısında sabır göster . Dünya , bir anlık zamandan başka bir şey değildir . Daima Mevlâ ’ ya yönel .”
Hazreti Ali ’ nin hakikatini Cenab-ı Mevlana şöyle ifade eder : “ Hazreti Ali , Hazreti Muhammed ’ in Hakk ’ a yakınlık gecesinde , Allah ’ a kavuşmanın harem yerinde gördüğü sırdır .”
Nitekim Hazreti Şems-i Tebrizi de Hazreti Ali hakkında şunları dile getirmiştir : “ Hasılı , iki cihanda da mevcut her ne varsa , onun özü ve kainattaki bütün gizli sırların sembolü Ali idi .”
Yaratılmışların en müstesnası olan Hazreti Ali , sesindeki tatlılıkla , lisanındaki dil açıklığı ve düzgün sözlülükle , beyanlarındaki latiflikle , dinleyenleri kendisine hayran bırakırdı . Bu tecelli , onun zamanında ve daha sonra da kimseye nasip olmamıştır . O , nutuk verirken ve muhabbet ederken , bir şelale misali akılları , duyguları , hisleri , hayalleri kendi üzerinde toplardı ve buyurmuş olduğu gibi o , ‘ Konuşan Kur ’ an ’ dı .
Peygamber Efendimiz , Hakk ’ a yürümeden önce yanında bulunanlara , “ Bana sevgilimi , habibimi çağırınız ” diye buyurması üzerine , derhal Hazreti Ali ’ yi çağırmışlardı . Peygamber Efendimizin yanında bulunan Ayşe yengemiz daha sonra , “ Tanrı ’ ya andolsun ki , Resulallah , bu sözü ile Ali ’ den başkasını dilemiyordu ve dilemedi . Ali geldi . Ali ’ yi görür görmez üzerindeki iç yeleğini açtı . Ali ’ nin başını o yeleğin içine aldı ve son ana kadar böylece göğsünde tuttu ve ruhunu öylece teslim etti ...” diye rivayet etmiştir .
Gayb sırlarının tercümanı Hazreti Ali Efendimiz buyurmuşlardır ki : “ Aşktan daha feyiz verici , aşktan daha önemli bir hikmet rehberi , hayatın
8