Hazreti Ali'nin 100 Öğüdü | Page 103

“ Yürekleri kurumaya yüz tutmuş insanlardan geçme , onlarla selamlaş .
Yakınlığınla yürekleri insana dönecektir . Unutma ki , kötü deri iyi bir sepicinin elinde işe yarar .”
Zaten bütün Evliyalar kırık kalplerin mimarlarıdırlar , tamircileridirler . Bu yüzden kırık kalpleri kim tamir ederse , o kişi dünyaları fethetmiş olur . Bir insan , bir insanın kalbini kırsa , binlerce sefer hacca gitse de haccı kabul olmaz . Ne der Cenab-ı Mevlana ... “ Kabe ' yi yık ” der , “ minberi ateşe ver , ama sakın bir insan kalbi kırma , çünkü tamircisi yoktur .”
İnsan , Allah ' ın varisidir , O ’ nun temsilcisidir . Hele bir müminin kalbini incitirsen , Allah ' ın kalbini incitmiş sayılırsın . Neden ? Çünkü müminin kalbinde Beytullah var Allah var .
Diyelim ki bir insan daima senin iyiliğini istiyor sana yakınlık gösteriyor , ama sen muhabbet esnasında ona karşı biraz kırıcı konuşuyorsun . İşte o zaman iyiliğe kötülükle muamele etmiş oluyorsun . Kalp incitiyorsun . Bu yüzden biz hep kırık kalpleri tamire çıkarız .
Kalpler en çok aşktan kırılır . Mevlanamız da bir aşk peygamberidir . O nasihat vermez , çünkü Allah akıl vermiştir . İnsan bilir ; iyi bir işte bulunursa ona zarar gelmez , ama kötü bir işte bulunursa zarar gelir . Onun için biz burada hep sevgiden aşktan bahsediyoruz .
Mevlana bir sevgi kaynağıdır . O ’ nun sözüdür … “ Sevgiden acılar tatlılaşır , bakırlar altınlaşır sevgiden . Sevgiden tortular saflaşıp , berraklaşır , dertler ilaç olur sevgiden .”
İlimlerin en büyüğü sevgi ilmidir . Sevgi hayattır , yaşamın kaynağıdır . Sevgi düşünceyle başlar , sözlerle suret bulur , davranışlarla yol alır . Küçücük bir tohumun hayat bulması gibi , beslenir ve beslendikçe büyür .
Peygamber Efendimizin de sözüne kulak verelim , O da şöyle buyurur : “ Birisine , güler yüz ve tatlı dil gösterdin ise , bunu dahi , değersiz sayma . Aman aman , üzerinizdeki örtünün uçlarının , gelişi güzel yerlere doğru salıverilmesinden sakınınız .”
Gerek Hazreti Muhammed , gerek Cenab-ı Mevlana ve diğer bütün Velilerin hepsi Hakk ile Hakk oldular , hep Hakk ’ ı yadettiler ve gönüllerde yer aldılar . Şimdi bizlere de düşen onlar gibi olmaya çalışmak , onları ruhumuzda bende etmek , onlar gibi toplumu aydınlatmak ve hem kendimizi hem de onları yaşatacak güzel işlere sürüklemek , güzel hizmetlerde bulunmak , güler yüzlü , tatlı dilli olmak , kimseyi hor görmemek , nefsimize hakim olmak ve kırıcı olmamaktır .
103