Hazreti Ali'nin 100 Öğüdü | Page 56

“ Yüzünü Hakk ’ a tutan kazanır , Hakk ’ tan çeviren mahvolur .”
Bu devirde , bir saat bir dakika oldu , o kadar hızlı geçiyor ki hayat , gün adeta saat oldu . Gününü nasıl yaşıyorsun , temeli maneviyat olan bir yere bağlılığın , sevgin var mı ? Maddeye ait her şey fanidir . Kişi bir Hakk ehline yüz tutup , oraya gönlünü bağlar , orayla yaşamını sürdürürse , onun yaşamı boşa gitmemiş olur . Hakk ’ la yola çıkmış , Hakk ’ la yürüyor , Hakk ’ la konuşuyor . Onun her şeyi maneviyat zenginliği ile doludur ama maddeyi gönlüne koyarsa , o anda sıkıntı , gam , kasavet , hüzün başlar . Çünkü Allah ’ ın dışında her şey fani .
Misal olarak , bin kişi olsak , hepimiz sıdkı bütün imanla bir yere bağlanırsak , sayıda kalabalık görünürüz ama manada bir sayılırız . Çay demlikte bir kapta idi , bardaklara konulunca çok görülür . Her birine sorsak , ne içiyorsun ? diye “ çay ” der . Yani gönlün nerede ? Hakk ’ ta , demektir bu ... Sonuç nedir ? Hepimizin gönlü Hakk ’ ta , hepimiz Hakk olduk .
Bu beden bir testidir , yolun sonunda da sonsuz güzelliklerle dolu bir okyanus var . Testi kırılınca , vücuttaki ruh , su misali , gider hedefine ulaşır . Fakat hiç Allah ’ ı zikretmeden , hep dünya muhabbetleri ile ömür geçirilirse , testi kırılınca , o su toprağa gider . Toprağa gidince ayak altı olur , yani bütün ömrü zayi olmuş olur .
Hüdavendigar Mevlana , şöyle buyurur ve bizlere sorar : “ Ey insan ! Sen dört anasırın sahibisin . Birinci anasır , vücudundaki hararet ; güneşe ait . İkinci anasır , vücudundaki hava ; semavata ait . Üçüncü anasır , vücudundaki su ; okyanusa ait . Dördüncü anasır , deri ile kemik ; o da toprağa ait . Bir gün gelecek bu dördü aslına gidecek ; peki sen nereye gideceksin ?..”
Dünya kuruluşundan beri canlı varlıklar , hep devrandadır . Tekamülü tamamlamak için misal olarak bütün dünya varlıklarından gönlü çekmek lazım . Gönül tamamen Yaratıcı ’ ya bağlanır , O ’ nun sevgisi , O ’ nun muhabbeti , O ’ nun bakışıyla hareket edilirse yol alınır . Eğer hem orayı , hem burayı , hem de Allah ’ ı severim dersen , kemalata eremezsin . Tekamül edenler içinde en büyük örnek Hazreti Muhammed ’ dir , sonra Hüdavendigar Mevlana ve diğer Evliyaullah gelir . Onlar da bizler gibi beşerdi ama gönüllerinde Allah ’ tan başka bir şey olmadığı için konuşmalarında hep Allah muhabbeti vardı . Bir kişi iman ettiği yerin haline bürünürse , o kişide tekamül başlar . Sevgi yüzde seksen başka yere , yüzde yirmi Hakk ’ a ise burada tekamül olmaz .
Mevlana ’ mız sevenlerine diyor ki : “ Bir gün bana tam manasıyla hizmette bulunduysan , ben şefkatimi senden çekmem .” Tabii ki , kemalata
56