Gurûb Etdi Güneş Dünya Karardı
Kuantumî – Mustafa Karagöz
Mecnunun ayırıcı özelliği bir şeyin hayatını geceye (leyle)
çevirmesidir. Işığını mı kaybediyor, yoksa ışık Leyla mı oluyor? Görmek
için ışık elzemse Leyla görüldüğünde ışık kaynağı nedir, yoksa görmek
bu mevzuya dâhil değil midir? Bu sorular karşıma ışığın peşinde
geceye demir atanları, yani güneş sistemini leyla sistemine ışık vasıtası
ile dönüştürenleri, çıkardı. Sorulardan soru üretebilmek, geceye
müptela olabilmek adına ışıktan varlığa uzanan süreci incelemeye
yeltendim. Işığın temel birimi, kütlesiz enerji paketi veya en basit
tabirle elektrona benzeyen bir yapı olarak düşünebileceğimiz
fotonların çift yarık deneyi, iyi bir başlangıç. Bu deneyde; bir ışık
kaynağı, fotonları karşısında bulunan dedektöre fırlatıyor. Aynı yerden,
aynı fiziksel şartlar altında fırlatılan fotonlar dedektör de farklı yerlere
çarpıyor, ezber bozucu bir hadise. Yani aynı tabancayla, aynı fiziksel
şartlar altında, mermi attığınızı düşünün ve farklı yerlere çarpsın,
olacak iş değil. Fotonun önceden nereye gideceği ve nerede
toplanacağı öngörülemiyor ve f otonu kanalize etme adına dedektörle
ışık kaynağı arasında bir ayraç konuluyor. Ayrıcı duvarda iki tane
birbirinden bağımsız yarık mevcut, bunları duvar üzerinde ince uzun
yarıklar olarak düşünebiliriz. Sadece bir yarık açılıp diğeri
kapandığında foton açılan yarığın arkasına isabet ediyor ve yine
sadece bir noktaya değil, gelişi güzel, açılan yarığın arkasına dağılmış
vaziyette. İki yarık birden açılınca iki yarığın arkasında gelişi güzel
beklenilen foton dağılımı, iki yarığın arkasında ve iki yarık arasındaki
bölgeye de isabet ederek bir desen oluşturuyor, nasıl yani foton
geçirmeyen bölgeden, duvardan mı geçebildi? Dedektöre çarpan
fotonların sayısına, sıklık dağılımına, göre bir histogram oluşturursak
karşımıza tipik bir dalga şekli çıkması işi daha da ilginçleştiriyor. Yani
ışık bildiğimiz dalga gibi davranıyor hatta dedektöre çıkardığı şekil
dalga interferans deseninin aynısı dolayısıyla su dalgaları ile yapılan
çift yarık deneyine benzeyen bir şekille karşı karşıyayız. Fakat bu
dalga, bildiğimiz maddesel bir dalgadan ziyade, fiziksel sürecin
matematik olarak ifade edilmesi olarak düşünülebilir.
83