HOŞ GELDİN; RUHUMUN 30 DİŞLİ ANAHTARI – MERVE DİKEN
Kitap kimler için kıymetli ise
Şehri ramazan da onlar
için kıymetlidir. Zincirlerini
kırmak isteyenler içindir,
ruhun salıverilmesi.
Halinden hoşnut,
prangalarını seven biri için
‘hadi açtık kilitlerini’
demenin ne faydası
olabilir?
Yürümesi beklenebilir mi?
Şehri ramazan gelişiyle bir
de ‘oruç’ kavramını
getiriyor hayatımıza. Yani
‘haz veren şeylerden biraz
uzak dur.’ Haz öyle bir şey
ki keyfiyet arttıkça ona
düşkünlüğümüz artıyor. Bir
zaman sonra kendimizi
sadece o hazzı yaşarken
ya da onu arzularken
buluyoruz. İşte Şehri
ramazan uyarıyor: ‘Eline,
diline, gözüne, ayağına,
midene, aşağı uzuvlarına
vb. oruç tuttur.’ Eline oruç
tuttur ki olur olmadık her
yere uzanmasın.
Uzandığı her maddeye
gönlünü bağlamasın. Diline
oruç tuttur ki,
malayaniden, adam
çekiştirmekten, yalan
söylemekten vs. uzak
durasın. Kısacası azaların
dinlensin. Kısacası her azan
yaratılışında olduğu gibi asıl
görevine dönsün. Kısacası
ruhun yerini ve kendini
bulsun.
Şehr-i Ramazanın kelime
manasını düşünecek
olursak da ramazan kelime
olarak ‘kızgınlıktan (sıcak)
yanmak’ manalarına gelir.
İşte böyle 40 ayaklı
nefsimizi hafif hafif
tutuşturup ruhumuzun on
bir ay boyunca yerini
genişleteceğimiz mübarek
bir ay aslında. Mevlana’nın
dediği gibi ‘Hamdım,
piştim, yandım…’
Şehriramazan bizi
olmaya, kul olmaya
götürüyor.
76