TOPLUM VE YAZAR
İbrahim Hakkı Kaymak
Şanlı milletlerin temsilcileri,
politikacılar ve yüksek devlet
erkânı bir yana bırakıldığında
şairler, yazarlar ve fikir
adamlarıdır. Milletin şairleri
ve yazarları, milleti ve milletin
sorunlarını yazanlardır.
Yazarın, yazı malzemesi olan
dil ise milletin yapı taşıdır. Bir
milletin dilini kullanıp ondan
izler taşımayan bir eser
ortaya koymak imkânsızdır.
Yazılan eserin döneminin
siyasi zihniyetinin yanında
toplumun yaşantısı yazarları
etkiler. Bir istibdat dönemi
yaşayan toplumun içinde,
yazar toplumun sorunlarını
kolay kolay dile getiremez. Bu açıdan milletlerin
destanları, menkıbeleri ve
efsaneleri sözlü olarak
söylendikten sonra, gelecek
nesiller için yazıya
geçirilmesinde en büyük
görev toplum içerisinden
yetişmiş, bilinçli yazar, şair ve
fikir adamlarına düşmektedir.
Türk tarihinin ve edebiyatının
zirvesi
olarak teşkil edilen Dede
Korkut Hikâyeleri ile doğal
destanlarımızdan Ergenekon,
Göç ve Türeyiş destanları
tarihimizden dersler
çıkarabileceğimiz ve
yönümüzü tayin edecek
eserlerdir.
Bir toplumu var eden en
önemli iki öge tarih ve dildir.
Bir toplum tarihinden ders
çıkarıp çıkardığı dersleri dil
aracılığıyla yeni nesillere
aktarmazsa tarih yeniden
tekerrür eder ve milletler
çeşitli felaketleri yeniden
yaşarlar. Sanatın sanat için yapıldığı
dönemlerden birisi olan Divân
edebiyatı döneminde şairler
toplumun sorunlarından
uzaklaşmış ve yüksek zümreye
hitap eden süslü, sanatlı ve
ağır bir dille şiir ve Yazılarını
yazmışlardır. Tanzimat
dönemine kadar bu şekilde
devam etmiştir.
60