Haziran haziran | Page 6

ADI BİR YÜREK TUTULMASI Betül Kayalı Ben geldim. Dinmeyen yürek yangınının esiri ben. Yüreğini tutan ben. Zaten bütün olanların bendeki adı da “yürek tutulması”. Geldim ve öylece kaldım. Can kenarında kalakaldım. İçimden gelen ne varsa yutkundum. Hayat dediğin geçip gidiyor, hayat dediğin bitiyor. Duraklamaları oynatmıyor, geç kalınmışlıkları affetmiyor. Bitti mi bitiyor ve bir akşamüstü yorulabiliyor insan. Önce susmak sonra beklemek düşüyor hanemize ama beklediğini Allah’tan bekleyenin hüsrana uğradığı görülmemiştir. Marifet sabredebilmektir, marifet taşlara bakan gözlerin taşların arasında yeşermeye çalışan çiçekleri görebilmesidir. Derin bir “Ah” çekti meczup. Baş ucunda duran tahta kutunun kapağını açtı ve kurumuş güle baktı ve bir “Ah” daha. Duvarlara çarpıp, tren raylarının tıngırtısına karıştı sesi. Muhabbet de mi tükendi diye bir daha iç geçirdi. “Ah” bu “Ah”lar. Muhabbet etmeyi çok sevdiğin biriyle artık iki kelime bile etmemek de gurbettir. Olacak olan olmuştur. Olacaktır. Seyret. Kaçamazsın. O yüzden hiç bastırma kendini. Ne dedi Zarifoğlu “Çünkü insan bastırdığı duygunun esiri olur” 6