Havacılık Tıbbı Derneği - Bülten Sayı 23 | Page 51
2 0 1 3 Eylül
SAYI: 23
Bir Portre...
Hem F-22 Pilotu, Hem Tıp Doktoru
F-22 pilotları, yüksek irtifada / yüksek G kuvvetlerine diğer jet
pilotlarından daha sık maruz kalırlar. İrtifa ve G fizyolojisini
bilen uçuş doktorlarının bile bu uç konulardaki deneyimi kısıtlıdır. Konu üzerinde araştırma yapıp fizyolojik önlem geliştirme niyetinde olan uçuş doktorlarının ise tek koltuklu bir uçak
olan F-22’de pilotla birlikte (tandem) uçma imkânları yoktur.
Bu nedenle Amerikan Hava Kuvvetleri, Doktor-Pilot Programı kapsamında eğitilen uçuş doktorlarını tek pilot olarak F-22
uçaklarında uçurmaktadır. Dr. Yarbay Jay Flottmann, halen uçuş
doktoru ve tam yetkili F-22 pilotu olarak Florida’daki Tyndall
Hava Üssü’nde uçuş emniyet subayı olarak çalışmaktadır. Görevi, F-22 uçaklarının emniyetli bir şekilde uçmaları için jet pilotlarına yardımcı olmaktır. Flottmann, Amerikan Hava Kuvvetleri’ndeki 11 doktor-pilottan biridir. Hikâyesi, tıp fakültesinden
mezun olup yüzbaşı rütbesi ile Keesler Hava Üssü’ne (Mississippi) atanmasıyla başlamış; sonra Brooks Hava Üssü’nde (Teksas)
uçuş doktoru kursu almış ve bu kurs sırasında T-37 ile oryantasyon uçuşu yapmıştır. O zamana kadar Hava Kuvvetlerindeki
herhangi bir uçağı tanıyabilecek kadar bile havacılık bilgisine
sahip değilken, bu uçuş sonrasında bir uçuş bağımlısı olmuştur.
Kokpite Uzanan Uzun Bir Yol...
Flottman bu ilk uçuşundan sonra yaşadıklarını, “İnsanların uçakları uçurmak için para aldığına inanamıyorum; çünkü uçmak hayatım boyunca yaptığım en eğlenceli şey ve en müthiş deneyim”
olarak ifade etmekteydi. Sonrasında Flottman hem doktor hem
de pilot olarak çalışmasına izin veren bir program olup olmadığını araştırmaya başladı. Nellis Hava Üssü’nde (Nevada) Thunderbirds Hava Gösteri Filosunun uçuş doktoru olarak seçildiği
sıralarda Alaska’daki bir meslektaşının pilot eğitimine katıldığını
öğrendi. Üs komutanının da yardımı ile pilot eğitimine başvurdu. T-6 Texan uçak eğitimi için Moody Hava Üssü’ne (Georgia)
gönderildi. Eğitimin sonunda ilk tercihi olan F-15C uçağına eğitim almak üzere seçildi. Bu başarısının yanı sıra doktor-pilot uzmanlık kodu için resmi olarak başvurdu. Bu başvuru sürecinde
Laughlin Hava Üssü’nde (Teksas) çalışmaya başladı. Bu sıralarda
F-22’lerde fizyolojik problemler yaşanmaktaydı. 2009 yılında,
F-22 üs komutanları yeni jetlerdeki fizyolojik problemlerin çözümünde yardımcı olabilecek, tıbbi ve operasyonel uçuş bilgisi
olan doktorlara ihtiyaç duymaktaydılar. Doktor-Pilot Programın
direktörü bu iş için Flottmann’ı tavsiye etti. Flottmann’a göre,
“Birçok kişinin bu program veya bu iş hakkında hiçbir bilgisi
yoktu.” Öyle ki F-22 programının bir parçası olarak ilk defa
Tyndall Hava Üssü’ne geldiğinde, çoğu kişi Flottmann gibi biriyle ne iş yapacaklarını bilmiyorlardı. Problemlerin çözümü
için ilk aşamada 6 ay süre ile görevlendirildi ve Kasım 2010’da
F-22 eğitimine başladı. Mayıs 2011’de F-22’lerin uçuşu teknik
bir problemden dolayı kısa süreliğine durduruldu. Bu arada
açıklanamayan fizyolojik problemlerin nedenini anlayabilmek
amaçlı araştırmalar yaptı. Sonunda Flottmann ve ekibi Hava
Kuvvetlerine uçuş olaylarının nasıl araştırılması ve risklerin nasıl
azaltılacağı konusunda bir rapor sundu. Bu rapor Deniz Kuvvetleri, NASA, Kongre Üyeleri ve medya ile de paylaşıldı. F-22’lere
özgü kask içi pulse-oksimetre kullanım fikri sunuldu. Başka herhangi bir hava aracında benzeri bir sistem yoktu. F-22’lerdeki
fizyolojik problemlere yaklaşım protokolü hazırlandı ve diğer
uçaklardan farklı bir sistemle çalışan G-suit’in üst kısımlarının
problemleri ortaya çıkarıldı. Flottmann F-22 ile uçarken bazı
fizyolojik problemleri kendi de yaşadığı için bunları doğrudan
inceleme fırsatı bulmuştu.
Gelecek:
Jet pilotları artık en ileri teknolojiye sahip uçaklarla uçuyorlar ve eski
pilotlardan daha yetenekliler. Hız ve yükseklik ihtiyacı, teknolojiyi ve pilotların fiziksel sınırlarını zorluyor. F-22’de yapılan araştırmalar sırasında
insan fizyolojisinde bazı yeni değişkenler tespit edildi. Flottmann ve arkadaşları bu değişkenlerin etkilerini inceleyip uçağın yüksek performansını da koruyarak fizyolojik etkilenmeyi azaltmayı amaçlamaktadırlar.
Kaynak: Kristen Wicker. What’s Up Doc?, Flightlines, Vol. 26, No. 3, Spring 2013, P9-10
Çeviri: Dr. Nazım Ata. Hava ve Uzay Hek.Uzm. (USAEM, Eskişehir)
583