Havacılık Tıbbı Derneği - Bülten Sayı 22 | Page 45
2013
Nisan
SAYI: 22
THY’de yolculara alkollü içki kısıtlaması
Türk Hava Yolları’nın uçaklarda içki
servisine getirdiği kısıtlamalar son günlerin havacılık aktüalitesinde uzadıkça
uzayan bir tartışmaya dönüştü; demek
ki lehte ve aleyhte olanların bilinçleri
de bilinçaltları da dolu imiş. Tetikleyen olay, THY’nin 8 Şubat 2013 günkü 17.25 Kayseri uçağının bir Business
Class yolcusunun viski talebinin, “uçağa içki yüklenmesinin UNUTULDUĞU” gerekçesiyle geri çevrilmesiydi. Vahap Munyar, Hürriyet’teki köşesinde olayı “Zıkkım İçin”
başlığıyla duyurdu ve buradaki art niyeti ima etti.
Zaten son birkaç senedir ‘Kırmızı Sokak’ projeleri, Afyon
Valiliğinin piknik alanlarına getirdiği içki yasağı, tren restoranlarında alkollü içkilerin kaldırılması, belediyelerin
alkol satan bayilere ve lokantalara yaptığı baskılar biçiminde, “memleketi alkoliklerden temizleme harekâtı”
başlatıldığı ve bunun adım adım ilerletildiği görülmekte;
bu durum bazılarını memnun etmekte, bazılarını kaygılandırmakta idi. Neyse ki, birkaç alkoliği ibret-i âlem için
Taksim’de sallandırma noktasına gelinmedi. Ama yakın
zaman dilimlerinde üst üste bazı uçak içi alkollü olaylar
yaşanınca, “Bu alkolikler de çok oluyor artık, uçaklarda da
huzur kalmadı, yasaklansın gitsin!” fikri kuvvet kazandı;
âdeta bunu bekleyen bazı gruplar da kampanyalarına hız
verdi.
Hürriyet gazetesi yazarı
Ahmet Hakan bu psikolojiyi, “kibirli bir ‘buralar
artık bizden sorulur’ havası... ‘yahu 10 yıldır iktidardayız, muhafazakâr Anadolu şehirlerine şarapsız gidemeyecek miyiz, bu nasıl muktedirlik arkadaş’... ‘buralarda
artık bizim borumuz ötüyor’ duygusunu hissettirme çabası... olarak tespit etmiş...
Yeşilay Cemiyeti’nin görüşü
Geçen sene görevden alınan Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Av. Muharrem Balcı, THY ve TCDD’de alkolün yasaklanmasını seslendiren ilk kişilerden idi. Şimdiki Başkan
Prof. İhsan Karaman da (kurumunun ideolojisinin gereği
olarak) uçaklarda alkolün yasaklanmasını isterken, tezini
son 3 yıldaki 6 olaya dayandırdı ve bu olayların özetini
şöyle sıraladı:
- 7 Kasım 2009: Brüksel-Eskişehir seferini yapan THY uçağına alkollü binip, sigara içerek, hosteslere hakaret eden
yolcu, Eskişehir’de polis tarafından gözaltına alındı.
- 21 Aralık 2010: THY’nin İstanbul-Hartum seferini yapan
uçağında bulunan aşırı alkollü Nijeryalı bir yolcunun diğer
yolculara saldırması nedeniyle kaptan pilot kalkıştan vaz
geçti.
- 3 Ocak 2013: İzlanda-New York seferini yapan uçakta
olay çıkaran bir yolcu, mürettebat tarafından koltuğa koli
bantlarıyla bağlandı.
- 12 Ocak 2013: İstanbul-İzmir seferini yapan Onur Air
uçağında, kabin memurlarının uyarılarına rağmen cep telefonlarını kapatmayıp uykuya dalan biri Azeri 2 alkollü
yolcu, iniş sonrası apronda kendilerine tepki gösteren yolcuları tartakladı.
- 7 Şubat 2013: THY’nin Guangzhou-İstanbul seferini yapan uçakta alkollü bir yolcu, eline geçirdiği cam parçasıyla görevli hostese saldırdı... ... (Ancak medyaya yolcunun
alkollü olduğu haberi servis edildikten sonra, gerçekte yolcunun alkollü olmadığı belirlendi.)
Rakamların gösterdiği
Şüphesiz bu alkol kokan olaylara çok daha fazlası eklenebilir. Bizim ülkemize dair tuttuğumuz çetelede son 5-6 yıla
ait 20-30 olay daha var. Ama dünyada yılda 3 milyar kadar
insanın havayoluyla seyahat ettiği bir sektörde, yılda belki
100-200 gibi rakamlarla ifade edilen alkole bağlı olay sayıları bile oransal olarak çok düşük kalır. Türkiye’de yılda
130 milyon insanın uçağa bindiği, sadece Atatürk Havalimanına günde binden fazla iniş-kalkış olduğu göz önüne
alındığında, yılda en çok 10-15 alkollü yolcu olayı, durumun ne kadar abartıldığının göstergesi sayılabilir.
Yeşilay Başkanının gazetelere verdiği demeçte, aşırı alkol
tüketiminin kabinde olay çıkış sebepleri arasında %20 oranında bulunduğunu söylemişti (ilk sırada %38 ile sigara
içme kavgaları var). Bu istatistik tersinden okunduğunda,
kabinde olay çıkaranların %80’inin alkol almamış kişiler
olduğu anlaşılıyor. Önyargılardan arınıp, serinkanlı ve objektif bakarsak, ülkemizde ve dünyanın her yerinde, milyonlarca insanın uçakta makul miktarlarda alkol alıp, hiçbir olay çıkarmadan uçuşunu tamamladığını görebiliriz.
Umur Talu, Habertürk gazetesinde yayınlanan yazısında (5 Nisan
2013) Başbakan’ın; “Alkollü araç
kullananı eli silahlı canavara benzetiyorum. Alkolsüz olanı da masuma benzetiyorum. Onun hiç günahı yok; dikkatle trafikte yoluna devam ediyor. Öbürü ise
rayından çıkmış ne yapacağı belli olmayan Deli Dumrul
gibi...” şeklindeki, sanki kazaların tek müsebbibinin alkol
olduğunu öne süren demecine istatistiklerin diliyle yanıt
veriyor: “Emniyet verilerine göre, ölümlü ve yaralanmalı
trafik kazalarında “sürücü kusurları” arasında alkollü araç
kullanmanın payı sadece %1,4... Hızlı sürüş %34, şerit
ve yön değiştirme kurallarına uymamak %21, geçiş önceliğine uymamak %17, arkadan çarpmak %10, kırmızı
ışıkta geçmek %2,5... Kusurlara bakarsanız hemen hepsi,
529