‘Smiling Doctors’ kampanyası güldürmedi, gücendirdi.
Uçak yolculuğu sırasında hastalanan yolculara tıbbi yardım vermek
ciddi bir ihtiyaçtır. Genel usul, kabin ekiplerinin bazı müdahaleleri
yapması; zor durumlarda ise anons
edilerek yolcular arasındaki hekimlerden bedava destek istenmesidir.
Ama istatistikler, hekimlerin yarıdan
çoğunun böylesi anonslara sessiz
kaldığını ve çağrılara yanıt vermediğini göstermektedir. Çünkü acil
bir kalp krizine, astım olgusuna,
panik atağa veya doğum olayına
müdahale etmek çok stresli bir iştir.
Ölümcül hastalık, tıbbi cihaz veya
ilaç yetersizliği, hekimin uzmanlık
alanı farklılığı, hasta kişiyle lisan
anlaşmazlığı vs. söz konusu ise, işler daha da zordur. Üstelik, uçuşa
özel fizyolojik koşullarda (düşük
basınç, düşük oksijen) yapılacak
tıbbi müdahalelerin yerdekilerden
bazı farklılıkları olabilir ve havacılık
tıbbı eğitimi almamış hekimlerin bu
durumlarda yetersiz kalma ihtimali
vardır. Bazen eksik veya yanlış müdahaleler yapılabilir; bazen Kaptan
pilot uçağı divert edip etmeme kararını hekim kanaatine göre vermek isteyebilir. Bütün bunların vicdani ve
yasal sorumlulukları olur. İniş sonrası da ambulansta, hastanede, sigorta
şirketlerinde ya da mahkemelerde
işlemler devam edebilir... Sonuç
olarak, uçakta can sıkıcı durumların öznesi olmaktan imtina etmeye
meyilli hekimler vardır ve şirketlerin
onları bazı yöntemlerle motive etmeye çalışması da akıllıcadır.
Amaç, uçakta hangi uzmanlık dallarından hekimlerin hangi koltuklarda oturduklarını bilmek ve acil bir
486
durumda anonslarla diğer yolcuları
telaşlandırmadan sessizce göreve
davet etmek ise, Türk Havayolları tarafından başlatılan Smiling Doctors
programı çok doğru bir uygulama
olabilir. Ama ilânda belirtilen bazı
ayrıntıları itibariyle yanlış bir kampanya gibi görünmektedir. Öncelikle, zor koşullarda ciddi emek, stres
ve sorumluluk üstlenecek hekimlere teklif edilen ödül, “Bir defalığına
5.000 mil puanı’dır.” Bilmeyenler
için açıklama: 5 k mil puanının parasal karşılığı (hesaplamaya göre değişmek üzere) 20-60 TL arasıdır. (Mil
puanı yükseltme durumunda bu rakam 125 Euro’ya kadar da çıkabiliyor; ama İstanbul-Ankara uçuşu için
15 k mil puanı gerektiğine göre, 5
k puan ancak İstanbul-Ankara bilet
parasının üçte birine eşittir...) Bir garabet de bu 5 k mil puanının, her bir
uçuş veya her müdahale için değil,
belirsiz uzun bir süre ve birçok uçuş
için önerilmekte olmasıdır. Böylesine zor koşullarda hekimlerden talep
edilen kalifiye bir hizmetin karşılığı
bu kadar ucuz olmamalıydı. Bunu
önermek hekimlere yapılan bir saygısızlıktır; emeği çok ucuza kapatmaya yönelik yanlış bir tutumdur.
Uçak yolcusu hekimlerin de dinlenme, relaks olma, uyuma hakları
olduğu unutulmuş gibidir. Sanki hekimler her çağrıda hemen hasta başına koşmaya programlı; emeklerini
saatlerce strese girerek bedavadan
sunmaya yeminli ve kuru bir teşekkür ile tatmin oluveren kişiler gibi
görülüyor olmalılar...
Smiling
Doctors
kampanyası
Lufthansa’nın “Doctor on Board”
uygulamasının birebir kopyasıdır (http://www.frequentflier.com/
blog/is-there-a-doctor-on-boardlufthansa-knows/).
Onlar
da
Miles&More programından THY
gibi 5 k mil puanı hediye ediyor; onlar da böylesi ucuz yöntemler nedeniyle toplumdan eleştiriler alıyor...
ABD’den iki örnek belki zihin açıcı
olabilir: American Airlines uçuşta kötüleşen bir hastaya müdahale
eden hekime 80 k; Alaska Airlines
benzer durumda 20 k mil puanı hediye etmiştir...
Esasen bir hekimin özellikle acil yaşamsal durumlarda ortaya koyduğu
performansa gerçek bir maddi karşılık biçilemez. Bir hastanenin donanımlı acil servisinde değil, yerden
12 km yüksekte kalbi durmuş bir
hastaya tek başına defibrilasyon uygulayan bir hekime komik hediyeler
önerenler, belki kendi başlarına geldiğinde bu emeğin karşılığının farklı
olması gerektiğini idrak edebilirler...
Hekimler ülkemizde bu işi zaten
uzun yıllardır meccani yapmaktaydılar; kanaatimizce böyle basit bir
ödül karşılığı yapmaktansa, gene
karşılıksız yapmaya devam edebilirler. Bu bağlamda THY yöneticilerine
vereceğimiz “müjdeli haber” şudur:
Havacılık Tıbbı Derneği üyesi hekimler bu programa girmeyeceklerini ve mil puanı filan talep etmeden
karşılıksız hizmet vereceklerini vaad
etmişlerdir...
Kültürümüzde hekime ödenen vizite ücretine “hüsniye” veya “şerefiye” denilir ve (elden de değil,
nezaketen) zarf içinde takdim edilirdi... Biz Havacılık Tıbbı Derneği
ve Sivil Havacılık Akademisi olarak,
para miktarının telâffuz edilmediği
motivasyon yöntemlerini daha şık
bulmaktayız. Bunlar verilen hizmetin zahmetliliğine göre sınıflandırılmak üzere; bilet ücretinde indirim,
Business Class ağırlaması, CIP ayrıcalığı, pas bileti, vb. gibi olabilir...
Ama anlaşılan o ki, böyle inceliklere
gerek görülmüyor; ucuz tekliflerle iş
bitirilmeye çalışılıyor... Umarız hiç
talep olmaz da, THY’nin bazı yöneticileri “nerede yanlış yaptık?” diye
düşünmeye başlarlar...
Dr. Muzaffer Çetingüç