HASAN DEDE'NİN DİLİNDEN MANEVİ HİKAYELER | Page 95

Hazreti Muhammed İşlenmiş Altındır …
Bir gün bir takım kişiler , Şems-i Tebriz , Mevlâna ’ yı yoldan çıkarmış diye Kutub ’ a şikâyet ediyorlar . Şems ’ le Mevlâna geliyorlar , Kutub ’ un evine , kapıyı çalıyorlar . O da içerden “ Buyrun ” diyor .
Tam giriyorlar , Şems ’ i görüyor Kutub . Sinirleniyor , bir nârâ atmaya kalkıyor , ama tutuluyor dili … başlıyor kekelemeye .
Mevlâna çeviriyor başını , bakıyor ki Şems ’ in celâli nazârı Kutub ’ u perişan ediyor .
Mevlâna , “ Ne olur ” diyor , “ Efendi Hazretleri çöz onun dilini .”
Tebessüm ediyor Şems , çözüyor dilini Kutub ’ un . Kutub anında değişiyor , hoş bir havayla karşılıyor onları , hâl hatır soruşuyor ediyor , katiyyen karşı gelmiyor Şems ’ e .
Neyse , günler geçiyor . Şems o zamanlar inşaatta çalışıyor . İnşaattan eve doğru gelirken , yolbaşında Kutub ’ la karşılaşıyorlar .
Kutub , Şems ’ i görür görmez başlıyor seslenmeye , “ Lâ ilâhe illallah Şems Resûlallah !”
Sen misin diyen … Bunu duyan halk koşuyor Kutub ’ u dövmeye , Şems bir nârâ atıyor , bunların elleri havada kalıyor . Alıyor Kutub ’ u bir çeşmenin başına getiriyor . Kutub yemiş bir iki tokat , kan akıyor yüzünden .
“ Efendi ” diyor Şems , “ sakın bir daha , Lâ ilâhe illallah Şems Resûlallah deme , de Lâ ilâhe illallah Muhammeden Resûlallah . Çünkü Hazreti Muhammed işlenmiş altındır , ben ise işlenmemiş altınım , ama Hazreti Muhammed ’ le aynı ayardayım .”
95