HASAN DEDE'NİN DİLİNDEN MANEVİ HİKAYELER | Page 80

İki rekât da gazâ namazı kıldılar . Hemen gün doğdu . Eğildi Hazreti Ali , Resûlallah ’ ın elini öpmeye , Resûlallah gördü Hazreti Ali ’ nin başındaki kırmızı şalı , “ Yâ Ali ” dedi , “ bu hâl nedir ? Başına neden kırmızı şal bağladın ?”
“ Yâ Resûlallah ” dedi Hazreti Ali , “ bütün ordunun başına bağladım . Sahâbenin de başına bağladım . Bunun mânâsını sorarsan , mânâsı şudur : Ya bu başlar gidecek , ya Hayber fetholacak !”
Bakın , kızılbaşlık Muhammed aşkı için yapılıyor . Veriliyor başlar …
Geldi mi Hazreti Ali Efendimiz Hayber ’ e ? Geldi … Seslendi Musevîlere , “ Kan dökülmeden teslîm olun !” “ Hayır ” dediler , “ teslîm olmayız .”
İşte Hazreti Ali Efendimiz atını geriletti ve hücum etti dörtnala , atladı Hayber Kalesi ’ nin önündeki hendekten geçti karşı tarafa . İndi atından , sarıldı Hayber Kalesi ’ nin kapısına tek kolla , “ Yâ Hayy !..” Koskoca Hayber Kalesi ’ nin kapısını söktü yerinden .
Rivâyet ederler , Hayber ’ in kapısını kırk kişi zor kaldırabilir . Hazreti Ali , o kapıyı kalkan gibi kaldırdı havaya ve hendeğin üzerine bıraktı , köprü yaptı .
Girdiler içeriye , duman ettiler Hayber ’ i . Aldılar önüsıra halkı , geldiler Resûlallah ’ a .
İşte Ali ’ nin , “ Saddak !” demesi … Söz , suret buldu .
80