HASAN DEDE'NİN DİLİNDEN MANEVİ HİKAYELER | Page 59

Öğretmen Vardır , Yakar Kandili …
Evlâtlarımdan biri çıkarsa , güzel şiirler söylerse , güzel kasîdeler söylerse , ben ne yaparım onunla ?.. İftihâr ederim .
Bizler , başta Cenâb-ı Mevlâna , hepinizi ön safa almak isteriz , katiyyen arkalarda durmanızı istemeyiz .
Bakın , Konya ’ ya gittiğiniz zaman , Mevlâna ’ nın önünde birçok kabir görürsünüz , Mevlâna arkadadır . Neden arkadadır ?..
Mevlâna diyor ki , “ Beni öğrenmek istersen Hüsâmeddin ’ e sor .” O diyor öbürüne sor ; o da diyor öbürüne sor , hep öne gönderiyorlar . En sonunda da diyorlar , dirisini görmek istiyorsan , git kim bizi temsîl ediyorsa onu bul , ona sor .
Bir baba , bir anne , istemez mi evlâdını güzel bir mevkîde görsün ? İster … Neden ? O , güzel bir mevkîde oldu mu iftihâr eder onunla .
Misâl olarak , ilkokul öğretmenleri vardır , hâlleri çok güzel . Onların yetiştirdikleri evlâtları yarın bakmışsın profesör olmuş , tarihçi olmuş , matematikçi olmuş … Bu öğrenci yarın bir gün öğretmeniyle karşılaştığında ne yapar ? Onun elini öper . Öğretmeni de okşar onun başını sorar , “ Kimsin sen evlâdım ?” Öğrencisi tanıtır kendini , mevkîni de söyler . İşte ilkokul öğretmeni duygulanır gözyaşı döker , onunla iftihâr eder .
Öğretmenler vardır , yakar kandili , ondan sonra sen parlarsın , çalışırsın , güzel mevkîlere erersin . Hem öğretmenini yâd edersin , onu her zaman şükrânla anarsın , hem de bir çok kişiye de ışık yayarsın .
59