HASAN DEDE'NİN DİLİNDEN MANEVİ HİKAYELER | Page 55

18 Beyit , Oldu 48.000 Beyit …
Hüsâmeddin Çelebi , Mevlâna ’ ya çok aşık . Mevlâna da Hüsâmeddin ’ e hep , “ Rûhumun mertebesi , gözümün nûru ” diye hitâb ediyor .
Bir gün Hüsâmeddin Çelebi ’ yle Mevlâna muhabbet ederlerken , Hüsâmeddin Çelebi bakmış , Mevlâna ’ nın destârında bir muska görünüyor . Hüsâmeddin ’ i merak sarıyor , nedir o acaba ?
Tam Mevlâna eğilmiş konuşurken , samîmiyet tabî artmış aralarında , tak atlıyor , o muskayı alıyor destârından . “ Efendi Hazretleri ” diyor , “ açabilir miyim ?”
“ Aç ” diyor , “ rûhumun mertebesi .”
18 beyit yazmış Mevlâna … “ Eh şimdi ” diyor , “ Hüsâmeddin , iş aldın başına . Bu 18 beyiti şimdi genişleteceğiz .”
Kalktılar yazmaya başladılar , Mesnevî ’ yi , Dîvân-ı Kebîr ’ i … Mevlâna söyledi , Hüsâmeddin yazdı . Mevlâna banyoda olsa , o oturuyor banyo kapısında , belki Mevlâna ’ ya ilhâm gelecek … Geliyor ilhâm , Mevlâna cezbeye tutuluyor , hemen sesleniyor içerden , Hüsâmeddin dışarda yazıyor .
İşte o 18 beyit , oldu 48.000 beyit …
55