HASAN DEDE'NİN DİLİNDEN MANEVİ HİKAYELER | Page 235

Muhammed ’ in Arslanı …
Yüzyirmidörtbin peygamber geldi bu âleme , peygamberliklerini yaparlarken kendi cemaatlarından sıkıntılara düştüler , el açıp yalvardılar Allah ’ a , cemaatlarına ceza versin , yardım istediler . İster misin gönderdi yardım ; ateş yağdırdı , depremler yarattı , fırtınalar çıkardı peygamberlerini kurtarmak için .
Hazreti Ali hakkında hiçbir velînin söylemediği sözü Mevlâna söyledi . Ne dedi Mevlâna ? Ali ’ ye nasıl bir büyüklük verdi ?
“ Peygamberler sıkıntılara uğradıkları zaman , onlara yardım eden o Allah , Ali ’ ydi . Ceddim Hazreti Muhammed ’ e âşikâr geldi .”
Beşer sıfatında geldi . Bakın Mevlâna nasıl bir sır çıkarıyor ortaya …
Hazreti Muhammed ile Hazreti Ali , bir nûrun bir rûhun suretleridirler . Onları iki gören , şaşı sayılır .
Peygamber Efendimiz , mîrâçta Allah ile görüştüğü zaman , görüştüğü o Allah , Ali idi . Ali ’ den başka kimse yoktu mîrâçta . Ama bunu pek bilmezler , başka türlü anlatırlar .
Anlatıldığına göre ; Hazreti Muhammed mîrâca çıktığı zaman , Allah ’ ın huzûruna gelmeden önce , mîrâc kapısının önünde bir arslan vardı . Çok heybetli duruyordu .
Hazreti Muhammed , o arslanın heybetinden kapıdan giremiyordu Allah ile görüşsün .
Allah ’ tan emir geldi , “ Habîbim ” dedi , “ parmağındaki yüzüğü çıkar , arslanın ağzına at . Heybetini örtsün , öyle gel huzuruma .”
235