HASAN DEDE'NİN DİLİNDEN MANEVİ HİKAYELER | Page 230

Yokluğa Bürünmekle Olur …
Hazreti Ali Efendimiz , selâm olsun üzerine , Kur ’ ân-ı Kerîm ’ in tamamlandığı gün , evlâtlığı Mülçem tarafından sabah namazını edâ ederken , başına kılıç vuruldu . Üç gün yatakta kaldı .
Hattâ , Hazreti Ali Efendimizi , güneş hiçbir zaman yatakta bulmamıştır , hep güneş doğmadan önce uyanmıştır .
Bir gün güneş , Hazreti Ali Efendimiz yatakta yaralı vaziyette yatarken doğmak istedi . Hazreti Ali Efendimiz yataktan nârâ attı , “ Edebe gel ey güneş ” dedi , “ sen şahitsin , beni hiç böyle yatakta buldun mu ?”
Hazreti Ali , cihanın sahibidir . Güneş , onun bir emriyle hemen bulut arkasına girdi .
Yani insan kimliğine erdi mi , bütün âlemin vârisidir , sözü her yere geçer . Bütün bu güzellikler de yokluğa bürünmekle olur , benlikle olmaz .
Cenâb-ı Mevlâna , selâm olsun üzerine , Moğollar Konya ’ yı işgal edecekleri vakit , çıktı Alaeddin Tepesi ’ ne , çıkardı başından destarını yere serdi , onların geleceği yolu kesti .
Moğol atlıları bir adım ilerleyemedi . Atlar şahlandı , oklar atıldı ; ama hiçbir ok Cenâb-ı Mevlâna ’ ya isabet etmedi . Anladılar ki bu kişi beşer değil , Allah ’ a vakfetmiş kendini , dediler ki , “ Ne istiyorsun bizden ? Bırak girelim .”
İşte Cenâb-ı Mevlâna , “ Sizden ” dedi , “ bir şartım var , onu yapmanızı istiyorum . Kimsenin malına ve canına dokunmayacaksınız . Söz veriyor musunuz ?”
Söz verdiler , Cenâb-ı Mevlâna , öyle müsaade etti , girdiler .
Cenâb-ı Pîr ’ in çok kerâmetleri vardı . Çünkü kendisinde hem Muhammedî ’ lik vardı , hem de Ali ’ lik vardı . Nasıl
230