HASAN DEDE'NİN DİLİNDEN MANEVİ HİKAYELER | Page 19

Deme Gâlib Gelmem , Zâre Getirirler …
Şeyh Gâlib , iyi bir ailenin çocuğuydu . Ailesi Şeyh Gâlib Hazretlerinin okumasını , bir subay olmasını istiyordu , bir tekkeşin olmasını istemiyorlardı . O sıralarda Şeyh Gâlib Hazretleri , selâm olsun üzerine , Esrâr Dede ’ nin yanında , onu çok seviyor , Dede de onu çok seviyor .
Anne ile babası birarada konuşurlarken , annesi diyor babaya , “ Sen söyle Gâlib ’ e bir şifâî dille , gitmesin Esrâr Dede ’ nin huzuruna . Ben söyleyemem , yok başka evlâdımız , onu çok seviyorum , o incinirse ben ondan daha çok incinirim , sen söyle .”
Baba demiş , “ Ben de söyleyemem .” “ Öyleyse ne yapalım ?” “ Hadi bir mektup yazalım .”
Yazmışlar bir mektup , göndermişler Esrâr Dede ’ ye . Esrâr Dede almış mektubu , okumuş . Okuduktan sonra kısa bir cevap yazmış : “ Burası Hakk kapısıdır , herkes bu kapıya gelir ve kabul edilir . Evlâdınıza çok düşkünseniz , kendiniz gelip alınız , biz burdan kimseyi geri çeviremeyiz .”
Dayanamamış babası , en sonunda Gâlib ’ e şifâî bir dille onu kendisine çekmek için bir konuşma yapmış . Şimdi Gâlib ’ in kafasına babasının sözleri de takılmış .
Bir gün Şeyh Gâlib dergâha geliyor , Esrâr Dede hemen düşüncesini okuyor Gâlib ’ in . Gâlib , gönlünden geçiriyor , acaba Esrâr Dede ’ nin yolu mu doğru , yoksa babam mı doğru söylüyor diye , bunları düşünüyor .
Bu düşüncelerle çıkmış dergâhtan , eve giderken başı dönmüş düşmüş dizleri üstüne . Düşer düşmez , gökler açılmış , öyle bir rızık göklerden yağıyor ki , Gâlib demiş , “ Bu hâl nedir Rabbim ?”
19