HASAN DEDE'NİN DİLİNDEN MANEVİ HİKAYELER | Page 188

Yunus dergâha geldiğinde , şeyhanne iki bakraç su almış bahçeden , eve girecek . Yunus hemen koşuyor şeyhannenin elinden bakraçları alıyor .
Şeyhanne , Yunus ’ u görünce şaşırıyor , “ Aa ! Yunus hayrola ?”
“ Düşündüm , taşındım buradan başka bir yer bana haram , geri döndüm . Efendi Hazretleri nasıl ?”
“ Sen buradan ayrıldıktan sonra , senin hasretinden gözleri görmez oldu .”
“ Görüşebilir miyim ?”
“ Sen hâlvet odasının eşiğinde yat . O birazdan abdest almaya kalkar , gözleri görmediği için , senin sırtına basar . O zaman ‘ Bu kimdir ?’ diye sorar . Ben , ‘ Yunus ’ tur ’ dediğimde , eğer ‘ Bizim Yunus mu ?’ diye sorarsa , demek ki seni gönlünden çıkarmamış , hemen kalk sarıl , elini öp . Ama eğer derse ki , ‘ Hangi Yunus ?’ demek ki gönlünden düşmüşsün , yapacak bir şey yok …”
Yunus , eğiyor başını , “ Eyvallah ” diyor , yatıyor şeyhinin kapısının eşiğine .
Bir vakitten sonra Taptuk Emre dışarı çıkıyor , Yunus ’ un sırtına basıyor , hanımına sesleniyor , “ Hanım , kimdir bu ?”
“ Yunus .” “ Bizim Yunus mu ?” “ Evet .”
Yunus gözyaşlarına bopuluyor , hemen kalkıyor , şeyhinin eline sarılıyor , öpüyor .
İşte Yunus Emre , asıl kimliğine vâkıf olduktan sonra , perdeler kalkıyor , gönlünden o güzel seslenişler dile geliyor …
188