HASAN DEDE'NİN DİLİNDEN MANEVİ HİKAYELER | Page 187

münâcatta bulunuyorum . Allah ’ ım beni utandırma , bir yerden rızık ihsân et .”
O sırada bir atlı geçiyor . Yunus ’ un arkadaşlarını görüp duruyor , selâm veriyor , “ Rızkınız var mı ?” diye soruyor .
“ Yok .” “ Kaç kişisiniz ?” “ Üç .” Atlı , üç kişilik rızık bırakıp gidiyor .
Yunus , münâcattan geliyor , bakıyor ki arkadaşları sofra açmışlar , “ Nereden geldi bu rızık ?” diye soruyor .
“ Bir atlı geldi , bunları bırakıp gitti . Yâhu sen nasıl bir duada bulundun , kimin yüzü suyu hürmetine dua ettin ?”
“ Ben dua bilmem ” diyor Yunus , “ kardeşlerim kimin yüzü suyu hürmetine dua yapıyorlarsa , o zâtın yüzü suyu hürmetine beni utandırma , dedim .”
“ Sen biliyor musun , biz kimin yüzü suyu hürmetine dua yapıyoruz ?”
“ Yok .”
“ Bir Yunus vardı . Biz onu görmedik ama çok duyduk . Taptuk Emre ’ nin otuz sene hizmetinde bulunmuş , sonra oradan uzaklaşmış . Nerelere gitti bilmiyoruz . O , Allah ’ ın sevgili bir kulu idi . Biz duayı onun yüzü suyu hürmetine yapıyoruz .”
Bakın halk Yunus ’ u bilmiş , Yunus ’ un hiçbir şeyden haberi yok .
Bunu duyar duymaz izin istiyor , kimliğini de ortaya çıkarmıyor , hemen oradan ayrılıp , şeyhinin bulunduğu yere dönüyor .
187