HASAN DEDE'NİN DİLİNDEN MANEVİ HİKAYELER | Page 178

Toprak Bile Hürmet Etmiş … İmam Ali Efendimiz yolda giderken bir kafatası görüyor .
O yolun bulunduğu yer eskiden kabristanmış , üzerinden atlılar geçe geçe kabirlerdeki kemikler toprağın üstüne çıkmış .
İmam Ali Efendimiz alıyor kafatasını eline , bakıyor . Kafatası pırıl pırıl parlıyor . Bir parça toprak yok üstünde . Yere koyuyor , “ Lânet olsun bu kafaya ” diyerek bir tekme vuruyor . Kafatası İmam Ali Efendimizin tekmesiyle uzaklara gidiyor .
Biraz daha ileride bir kafatası daha görüyor . Bu da neredeyse topraktan görünmüyor , her yerini toprak kaplamış . İmam Ali Efendimiz alıyor kafatasını , sahibi nerdedir diye arıyor . Açık bir kabir buluyor . Kabirde beden var , kafatası yok . Kafatasını bedene koyuyor “ Hu ” diyor , o kabri hürmetle örtüyor .
Sahâbe , soruyor İmam Ali ’ ye , “ Bir kafatasını eline aldın , her tarafına baktın , sonra yere koyup lânet okudun , uzaklara fırlattın . Diğer kafatasını kucağına aldın , kabrini buldun ve kabrine yerleştirip örttün . Bunun mânâsı nedir ?”
İmam Ali Efendimiz şu cevabı veriyor … “ Birinici kafatası , âleme gelmiş , hiç nasihat dinlememiş , benliğinden de vazgeçmemiş , bir kuru kafa olarak ömrünü boşa geçirmiş . Baktım , üzerinde biraz toprak bulsaydım , hürmet edecektim . Bulamadığım için lânet okudum . İkincisinde ise , çıplaklığı çıkmasın diye , toprak onu bırakmıyordu . Kimbilir kimlerle oturmuş , nasıl bir bilgiye sahipmiş ki , toprak bile ona hürmet etmiş . Ben de hürmet ettim , kabrini aradım , tekrar yerine koyup örttüm .”
178