HASAN DEDE'NİN DİLİNDEN MANEVİ HİKAYELER | Page 174

Şefkat Dolu Bir Yer Ama …
Karamanoğulları ’ nın ağası , Hazreti Mevlâna ’ nın müridi idi . Fakat ona aşkla imanla değil , akılla bağlıydı .
O devirde birçok hâtib vardı . Her yerde çeşitli kişiler konuşuyordu .
Bu ağanın bir câmii hâtibine gönlü kaydı . Bir gün Hazreti Mevlâna ’ ya , “ Efendi Hazretleri , filan câmiiye gidelim , orada çok güzel bir hâtib var . Allah ’ ı çok güzel bir dille yâd ediyor ” dedi .
Hazreti Mevlâna , “ Gidip dinleyelim ” diyerek Hüsâmeddin Çelebi ve bu zâtla birlikte hâtibi dinlemeye gitti .
Adam kürsüde celâli , kuru bir sohbet yapıyordu . Hazreti Mevlâna tefekkürde dururken , bu da can kulağı ile dinliyordu .
Dinledikten sonra , “ Yâ Hüdâvendigâr ! Bu günden sonra kürsüdeki zât benim mürşidimdir , ona tâbî oldum ” dedi .
Hazreti Mevlâna , “ Sen bir baba bulduysan , ben de bir evlâd bulurum ” diyerek hemen câmiiyi terketti .
Aradan birkaç ay geçmeden Karamanoğulları ’ nın ağasına bir tuzak kuruldu . Onu boğmaya çalışırlarken , “ Allah ” dedi ama bir yardım gelmedi . “ Yâ Hüdâvendigâr Mevlâna ” diye bağırarak imdat istedi .
Hazreti Mevlâna o esnada semâ ediyordu , semâ ederken kulaklarını kapattı , öyle semâ etti .
Bu hâli gören Sultan Veled , semâ bitince sordu , “ Efendi baba , neden semâ ederken kulaklarını kapadın ?”
“ Karamanoğulları ’ nın ağasını boğdular . Çok acı bir sesle benden meded istedi . Gönlüm ona kırık olduğu için kulaklarımı kapadım ” diye cevap verdi .
174