HASAN DEDE'NİN DİLİNDEN MANEVİ HİKAYELER | Page 171

Kıldan İnce Kılıçtan Keskin …
Bir hoca devamlı sohbetlerinde cehennemden bahsediyormuş . Câmii cemaatinin içinde de bir kabadayı varmış . “ Yâhu ” demiş , “ altında hep ateş yanan sırat köprüsü de kıldan ince , kılıçtan keskin , ben hiçbir türlü kurtulamam .”
Düşünmüş taşınmış , “ Ben en iyisi hocayı öldüreyim de , arkadan ben ölürsem , o nasıl burada rehberlik yapıyorsa , orada da rehberlik yapar , o önde yürür , ben de arkasından yürürüm , geçerim köprüyü ” demiş .
Câmiide namaz bitmiş , herkes çıkarken en son kabadayı kalmış . İmamı yakasından tutup kenara çekmiş .
“ Son sözünü söyle hoca efendi . Ben seni vuracağım .” “ Neden vuracaksın ?”
“ Bu sırat köprüsünü her va ’ zında konuşuyorsun . Düşündüm taşındım . Bizler , bir türlü anlattığın o sırat köprüsünden geçemeyeceğiz ve o ateşlere düşeceğiz . Önce sen ölürsen , ben de öldüğümde , seni arayıp bulacağım , sen önde ben de arkanda o köprüyü beraber geçeceğiz .”
Hoca bakmış ki bunun aklı başından gitmiş , canından olacak , demiş , “ İndir o silahı , onun da bir yolu var .”
“ Nedir ?”
“ Sağa sola iyiliklerde bulunur , yardımlar edersen , o köprü her yardımında birer karış genişler .”
Bu sözleri duyan kabadayı rahatlamış , “ Niçin bunu daha önce söylemedin ya hoca efendi ?” diyerek hocayı bırakmış .
Ne yapalım da bu toplum sırat köprüsünden geçip gitsin ?..
171