HASAN DEDE'NİN DİLİNDEN MANEVİ HİKAYELER | Page 137

Gerek Ki Sana Kalbimi De Vereyim … Duanın kabul olması için temiz bir kalb lâzım .
Bir gün miskinin biri Hazreti Ali ’ nin yanına gelerek : “ Yâ Ali , çoluk çocuğum üç gündür aç , ne olur bana bir yardımda bulun ” der .
Hazreti Ali , yerden bir avuç toprak alınca miskin , Ali beni boş çevirmemek için toprak ikrâm edecek , diye düşünür .
Hazreti Ali içinden duada bulunarak elini uzatır , toprak miskinin eline düşer düşmez altın olur . Miskinin gözleri fal taşı gibi açılır .
“ Yâ Ali , ilerde yine böyle bir sıkıntıya düşersem seni rahatsız etmeyeyim , bir avuç toprak alıp okuyayım , altın olsun . Bana o duaları söyler misin ?”
“ Tabî söylerim , üç İhlâs bir Fâtiha okudum , sonra da Hu çektim .”
Miskin , “ Aaa ! Ne kadar kolay duaymış ” der ve hemen yerden bir avuç toprak alarak , üç İhlâs bir Fâtiha okur ve Hu çeker , fakat toprak altın olmaz . “ Yâ Ali , okudum , Hu da çektim , ama toprak altın olmadı .”
“ Olmaz kardeşim , olması için gerek ki sana kalbimi de vereyim …”
Duanın kabul olması için , kalb temizliği ister , Onun kapısında ağlamak sızlamak ister ; yalnız dille söylemekle olmaz . Allah , diye içten bir bağırsan , O duymaz mı ? Duyar … Peki kimden duyar ? Yine senden duyar …
Allah ’ tan ümit kesilmez , O ’ na isyanla çıkılmaz . Gönüller temiz ve saf olursa , istekler olur . Kendimizi temizlemek için çok çalışmamız lâzım ki , o güzellikler bizlerden de tecellî etsin .
137