HASAN DEDE'NİN DİLİNDEN MANEVİ HİKAYELER | Page 109

Allah , İnsanla Bilir , İnsanla Görür ...
Peygamber dediğimiz zaman , bu ne demektir ? Nerden pey veriyor ? Allah ’ tan pey veriyor . Peki Allah nerde ikâmet ediyor ? Kimliği nedir ? Nasıldır ? Nicedir ? İnsan , neden araştırmıyor ? Neden kalkıp efendisine , yahut da mürşidine , bana bunu açıkla , tanıt , diye sormuyor ?
Bir insan sormadıktan sonra , derin bilgilere inmedikten sonra irşâd olamaz . Çünkü Allah , ancak insanla bilir , insanla görür …
Vaktiyle bir şeyh , bir müridini çok severmiş , ona daima iltifat eder ve herkesin içinde sevdiğini belli edermiş . Bu durum diğer müridler arasında kıskançlığa sebep olurmuş .
Bir gün dayanamayıp şeyhin huzûruna gelmişler ve ona , neden o müridini bu kadar çok sevdiğini sormuşlar . Şeyh , bunun üzerine o çok sevdiği müridi de dahil hepsini biraraya toplamış ve onlara dönüp , “ Şimdi sizlerden bir şey yapmanızı isteyeceğim ... Her biriniz birer canlı tavuk alacaksınız ve bu gece , Allah ’ ın görmeyeceği bir yerde onu öldürüp yarın bana getireceksiniz ! Sorunuzun cevabını da o zaman sizlere söyleyeceğim ” diye buyurmuş .
Şeyhin bu emri üzerine hepsi evlerine yollanmışlar ve birer tavuk almışlar . Biri almış tavuğu bodruma inmiş ve orada öldürmüş . Bir diğeri karanlık bir odaya girmiş , orada tavuğun canını almış . Bir ötekisi ise ormana gitmiş , ıssız bir yerde tavuğun canına kıymış . Öbürü dama çıkmış , berisi kuyuya inmiş ... ve hepsi karanlık bir yer bulmuş , Allah ’ ın görmediği bilmediği , tavukları kesmişler .
Şeyhin çok sevdiği müridi ise , oraya gitmiş buraya gitmiş , ama Allah ’ ın onu göremeyeceği hiçbir yer bulamamış ve tavuğu da kesememiş .
109