HASAN DEDE'NİN DİLİNDEN MANEVİ HİKAYELER | Page 91

Bakın şimdi … Musa duraklamış , sormuş , “ Yâ Allah vermezse ?”
“ İster istemez verecek !”
Musa Kelâmullah böyle bir kişiyle karşılaşmadığı için , bırakmış başkasını gezmeye , doğru Tûr-i Sînâ ’ ya gelmiş , çıkmış Hakk ’ ın huzûruna . “ Allah ’ ım ” demiş , “ senden izin istedim kullarını gezmeye . İki kulunu gezdim , ikisinin de işlerini keşfettim . Sordum ilkine , ne ekeceksin tarlanda , dedi buğday ekeceğim . Olacak mı ? diye sordum , dedi ki Allah verirse , sana sığındı . Bu cevap benim hoşuma gitti , sana sığındığı için . İnşallah Allah verir … Sonra daha ileriye gittim , yine bir rençbere rastladım . O da toprağını işlemiş , ona da sordum , ne ekeceksin , dedi buğday . Olacak mı ? diye sordum , bana celâli cevap verdi , ister istemez olacak dedi . Durakladım , rençberin cemaline baktım , sordum ya Allah vermezse , dedi ister istemez verecek … Onlardan ayrıldım , senin huzuruna geldim .”
Cenâb-ı Hakk Musa ’ ya sormuş , “ Yâ Musa ilk ziyaret ettiğin rençberin tarlasına baktın mı , nasıl işlemiş ?”
“ Baktım ” demiş , “ dörtte üçünü güzel işlemiş , ama toprağın dörtte birinde topaklar vardı .”
“ Yâ Musa ” demiş Hakk , “ ona istersem veririm , istemezsem vermem .” Sonra yine sormuş , “ Pekâlâ ” demiş , “ beni mecbur kılan , ister istemez verecek diyen rençber toprağını nasıl işlemiş , baktın mı ?”
“ Baktım ” demiş Musa , “ toprağı o kadar güzel işlemiş ki , sanki toprağı kahve hâline getirmiş .”
“ Ah Musa ” demiş Hakk , “ ben o kişiye vermezsem , dünyadan adâletim kalkar , mecburum vereyim .”
91