Balta Kendi Sapını Kesmez …
Hüsâmeddin Çelebi , selâm olsun üzerine , çok güzel bir çocuktu , sanki öğlen güneşi gibi . Allah sevmiş yaratmış .
Hüsâmeddin 17 yaşlarındayken gözünde bir arpacık çıkıyor . Onun güzelliğini engelliyor . Babası alıyor Hüsâmeddin ’ i mâlûm hocalara götürüyorlar , okusunlar .
Kalkmış bir hocanın kapısını çalmışlar . Hoca açmış kapıyı , girmişler baba oğul içeriye , selâm vermişler . Anlatmışlar durumu .
Hoca almış çocuğu karşısına , okumuş üflemiş . Sonra “ Yavrum evlâdım ” demiş , “ babanı yorma , iki üç gün sen sabahları gel ben seni okuyayım .”
Çıkmışlar hocanın evinden , babası sormuş Hüsâmeddin ’ e , “ Oğlum ” demiş , “ gelir misin ?”
“ Yok baba ” demiş , “ gelmem .” “ Neden ?” “ Gelmem ” demiş , “ sevmedim hocayı , iyi bakmadı bana .”
Hadi gitmişler başka bir hocaya , onu da sevmiyor ; yine başka bir hocaya , onu da sevmiyor . Biri demiş , “ Götürelim Mevlâna ’ ya . O okusun .”
Mevlâna ’ nın da o sıralarda gözkapağında bir arpacık çıkmış . Bekliyor kendiliğinden geçsin . İster misin , sabah seherinde Hüsâmeddin ’ le babası geliyorlar Mevlâna ’ nın dergâhına . Mevlâna da gül bahçesinde dolaşıyormuş . Bunlar geliyorlar içeri , selâm veriyorlar . Mevlâna selâmlarını alıyor . Soruyor , “ Müşkülünüz nedir ?”
Hüsâmeddin ’ in babası diyor , “ Oğlumun gözünde bir arpacık çıktı , geldik bir nefes edesin yâ Hüdâvendigâr .”
51