HASAN DEDE'NİN DİLİNDEN MANEVİ HİKAYELER | Page 167

Başkasına Medîh Olan Söz Sana Zemdir … Size Mesnevî-i Şerîf ’ den şöyle bir hikâye anlatayım …
Musa Aleyhisselâm , bir gün tek başına dağlarda dolaşırken , uzaktan yoksul ve yanlız bir çoban görüyor . Çoban oturmuş dizüstü , ellerini açmış dua ediyor . Çobanın bu hâli Musa ’ nın çok hoşuna gidiyor , yaklaşıyor çobana . Çobanın duasını duyunca şaşırıyor .
Çoban Rabbine yalvarıyor , “ Kurban olduğum Allah ’ ım ” diyor , “ Seni ne kadar severim , bir bilsen . Ne istersen yaparım , yeter ki Sen iste . Sürüdeki en yağlı koyunu kes desen , gözümü kırpmadan keserim Senin için . Koyun kavurması güzeldir . Allah ’ ım , kuyruk yağını da alır pilavına katarsın , tadına yenmez olur …”
Musa daha da kulak kabartarak çobana yaklaşıyor .
Çoban duasına devam ediyor : “ Yeter ki Sen dile , ayaklarını yıkarım . Kulaklarını temizler , bitlerini ayıklarım . Ne kadar çok severim ben Seni . Sana çok hayrânım …”
Musa bunları duyunca öfkeden küplere biniyor , bağıra çağıra kesiyor çobanın duasını . “ Sus , seni câhil adam !” diyor , “ Ne yaptığını sanırsın ? Allah pilav yer mi ? Allah ’ ın ayakları mı var yıkayasın ? Böyle dua olur mu ? Küllîyen günâha giriyorsun . Derhâl tövbe et !..”
Çoban , Musa ’ dan azarı işitince kulaklarına kadar kızarıyor , utancından yerin dibine giriyor . Bir daha böyle kendi kafasına göre dua etmeyeceğine yemin ediyor , gözyaşları döküyor .
O gün akşama kadar Musa çobanın yanında durup ona bütün duaları ezberletiyor . Sonra , “ Allah benden razı olur , iyi iş yaptım ” diye düşünerek yoluna devam ediyor .
167