HASAN DEDE'NİN DİLİNDEN MANEVİ HİKAYELER | Page 118

Ben Bir Ney ’ e Benzerim …
Peygamber Efendimiz , sahip olduğu o hakîkatleri çevresindeki topluma sunamazdı , çünkü o toplumun çoğunluğu câhildi . Bu yüzden o binbir sırrın anahtarını , bütün hakîkatleri Ali ’ ye verdi .
Hazreti Ali Efendimiz bu hakîkatleri öğrendikten sonra , O da kendine bir sırdaş aramaya koyuldu , fakat bulamadı . Çünkü bu hakîkatler insanın içinde birikim yapar ve insan kendisini anlayacak birisiyle bunları paylaşmak , muhabbet etmek ister .
Peki ne yaptı Hazreti Ali ? Yemen ’ e gittiğinde bir kuyu başına geldi , kuyunun başına oturdu ve bütün sırları o kuyuya söyledi . İşte o kuyuda daha sonra bir kamış meydana geldi .
Veysel Karanî Hazretleri , develerini otlatırken , develeri susayınca onları o kuyunun etrafında toplar ve onlara su verirdi . Bir gün yine develerine su vermek için o kuyunun başına geldi ve bir de baktı ki kuyuda bir saz suret bulmuş . Veysel Karanî Hazretleri o sazı kesti ve kaval yaptı . Develerini otlatırken o kavala üfledi . Kavaldan çıkan o yanık ses develere tesir etti ve kıyâm zikrine kalktılar . O kaval bugünlere gelene kadar yenilendi ve Mevlevîlerde ney hâlini aldı .
Ney nefeslendiği zaman neyden yanık sesler çıkar . Ney , Mevlevîlikte nefîh , yani hayat veren mânâsına gelir .
Cenâb-ı Mevlâna buyurur : “ Ben bir ney ’ e benzerim , 72 millet sırrını benden öğrenir .”
Bütün Evliyâların Pîri İmam Ali Efendimizdir , hepsinin Şâh ’ ıdır . Bütün hakîkatler bu dünyamıza ne geldiyse İmam Ali Efendimizin dilinden meydana gelmiştir .
118