HASAN DEDENİN DİLİNDEN HAZRETİ MUHAMMED EFENDİMİZ | Page 122

Hasan Dede ’ nin Dilinden
Kur ’ an-ı Kerim , en büyük zikirdir . Bütün bu kainatta ne varsa , hepsi Hazreti Muhammed Efendimizin dilinden , Kur ’ an-ı Kerim ’ de insanlık alemine sunulmuştur . Bu nedenle bir mana ehli , Kur ’ an-ı Kerim ’ i ne kadar tefsir etmeye çalışırsa çalışsın , sonunu getiremez . Çünkü ne kadar varlık varsa bu alemde hepsini yazması gerekir .
Misal olarak , İsmail Hakkı Ankarevi , kendisi çok büyük bir alimdi , Fatiha suresine mana vermeye kalkmış ve üçyüz küsur sayfa yazmış . Sonra dönüp yazdıklarına bakmış , görmüş ki daha hiçbir yerde değil , yani daha Fatiha ’ nın başında ; tutmuş kalemi kırmış . “ Niye kalemi kırdın ?” diye sormuşlar , şu cevabı vermiş : “ Lazım gelir ki , tüm kainatı yazayım .” Yani düşünün bir defa , Fatiha suresinin sadece bir ayetinin bile ne kadar derin manası var .
K u r ’ a n - ı K e r i m , h a k i k i m ü r ş i t t i r . Büyüklerimizin şöyle bir sözü vardır :
“ Mürşid-i kamil istersen , Hazreti Kur ’ an yeter . Devlet bulmak istersen , kanaat yeter . Nasihat istersen , ölüm yeter . Bunlar da yetmez ise , nar-ı cehennem yeter .”
Bizim muhabbetlerimizin hiçbiri Kur ’ an dışı değildir . Kur ’ an-ı Kerim ’ in her bir harfi nurdur , çünkü Hazreti Muhammed Efendimizin dilinden söylenmiştir . Yolcu , eğer bu muhabbetleri can kulağı ile dinler ve benimserse , çok güzel yol alır .
! 122