Mehmet Akif Ersoy’u da unutmayalım, onun etki-
leri ve halk deyişleriyle kendine bir duruş sağlayan
ağabeyimizin buluş niteliğindeki beytini paylaşa-
lım sizlerle,
“Kahbe zaman, kör zaman
Yıkıl zaman, öl zaman”
Sanat eserinde semboller, ifade ettikleri düşünce
veya duyguyu okuyucuya sadece sezdirirler, ka-
famızı kurcalayan şey de, belki daha çok taraflı
bir yoruma uygun gelmesi, kısaca ‘’ Bu, budur!’’
dememesidir; güzellik de belki bu ‘’Esrar’’ın için-
dedir. Kullanılan sembolün ardından açıklamasını
yapmak gizli olanın büyüsünü silmek demektir.
Mısra kuruluşlarına dikkat edeceğiz, şiirimizin saf
duruşunu bozacak yapılar kurmayacağız. “Şiir ak-
lından geçenleri dümdüz söylemek değildir; söy-
lemek istediklerimizi imajlarla, vasıtalarla ifade
etmeye çalışacağız.” Bu ince dokuyu Sıddık Elbis-
tan’ın şiirinde sezinleyebiliriz.
Bütünlüğünü kurabilmiş bir şiirden bir harf bile çı-
karılsa şiir güzelliğinden çok şey kaybeder. Değil
harf, kelimeyi çıkardığınızda etkin duruşunda far-
kındalık meydana gelmiyorsa şiirinizin bitmiş olu-
şu mevzu bahis olamaz. Şiirde kelime seçimimiz
bu nedenle mühim. Seçim yaparken titiz davran-
malı ve lüzumsuz kelimelere asla yer verilmemeli.
Yer vermek özensizlik belirtisidir.
yaman gürültüsü,
evrenin yaman ( lüzumsuz tekrir)
Örneğin moda olan kelime ve kavramlar şiire yeni-
lik getirmeyecektir. Şiirlerimizdeki imaj eksikliğini
en aza indirgeyeceğiz. Şiir, bayağı bir propaganda
aracı da değildir. Motif olarak ele alınan düşünce
şiir içinde eritilmeli, şiir daha çok ‘sezgilere hitap
etmelidir. Değerlerimizin doruk noktasında sami-
miyet yer alacaktır. Amacımız doğrultusunda yıl-
madan ilerleyecek, Vehbi Vakkasoğlu gibi istikrarlı
olacağız.
70
Gri Edebiyat
Tavsiye Edeceğimiz Şairler
Bir eseri kalıcı kılan, onun uzandığı meseleleri
evrensel bir açıdan yansıtmasıdır, insanın ebedi
sorularını açığa vurmasıdır. Aktüalitenin yeri şiir
değildir, evrensel bir mahiyet vermeye çalışaca-
ğız. Eserlerde uzun vadeli konular işleyelim ki ka-
lıcılığı yakalayalım. İmajinasyonda zayıflık, teknik
bakımdan yetersizlik bizi geri götürecektir. Kafiye
yapma hevesinde yetişmeyeceğiz fakat cümleleri-
mizi nesir havasından kurtaracağız. Hece veznini
kullanıyorsak duraklara dikkat edeceğiz yoksa yer
yer ahenk kaybolur.
Tasavvufi konular, mücerret planda denenmeli.
Tasavvufta hiciv ağırlıklı yazmak ustalık ister. Bu
sebepten samimi ifadelerle mücerret imaj kurarak
eleştiri yönünü içine, dikkatlice takviye edeceğiz.
Bir şair için insanın belli başlı bir meselesinden
yola çıkmak lehine söylenecek bir nottur. Ancak
şiir tekniğinin üzerinde de önemle durulmalı. Ke-
limeleri ayıklayarak bulacağız, güçlü bir söyleyiş-
le mısralar üzerinde hâkimiyet kuracağız. Nesir
havasından kurtulup şiirin özüne uygu n imajlarla
mısraları sağlam bir yapıya ulaştıracağız. Hangi üslub ile yazarsak yazalım ‘’umutsuzluk’’
havası hâkim olmasın harflerimize. Geleceğe dair
lüzumsuz kaygılar taşırsak zihnimizde, bu şartlar
altında düşünen kafalar bittabi ıstırapla yüklü olur.
Özellikle şiirimizin gökyüzünü kara bulutlardan
arındıracağız ki dönüş aldığımızda güneşin tadını
birlikte çıkarabilelim. Ama umutsuzluk bizden ırak
olsun. Yürüdüğümüz yolu aydınlatarak ilerleyece-
ğiz. Takdire şayan bir yazı karakterimiz olursa yeri
geldiğinde bize yapılan yanlışlar için de aydınlattı-
ğımız yolda özür bekleyecek birçok kişilik görebi-
leceğizdir.
Geçmişte kalmışlığın ölçütü yaşla sınırlandırıla-
maz, genç ve eski nesilden olmanın ölçütü olama-
yacağı gibi. Bunu, sanatçının bağlı olduğu sanat
görüşü tayin eder. Biz amacımız doğrultusunda,
eylemlerimizi hakkıyla yapmanın peşinde olaca-
ğız.
“Gelecek vaad edeceğiz, (böylece) mazide kalma-
yacağız!”
“Çiçekleri açarken yakalardık.”
olmuştu. Fakat öz yeterli değildir, artı olarak güç-
lü bir biçim de gerekir. Bu yüzden yeni konular ve
yeni anlayış biçimleri arayacağız.
İmajlarla tablo çizilmesine gelince:
• Muallakatus Seb’a (Yedi Askı) şairleri olarak
anılan Arap şairleri, • Fuzuli • Şeyh Galip • Baki • Nedim • Homeros • Dante • Baudelaire Şiir kendine mahsus dili olan bir türdür. İç disiplin-
den geçireceğiz dışa vurmak istediğimiz düşünce
ve duygularımızı. Âşık tarzı ve lirizm yüklü ise biri-
kimimiz, duygululuk başıboş bırakılmamalı, duygu
taşmalarına da akıl yoluyla bir biçim hazırlayaca-
ğız.
• Rimbaud Misal;
• Yahya Kemal • Ahmet Haşim Ayırd vakti, yumuşakla serti.”
• Ahmet Hamdi • Cahit Sıtkı • Ahmet Muhip • Necip Fazıl • Sezai Karakoç (modern şiir temini bakımın-
dan önemli) Dile imkân kazandıracağız, yenilik kazandıraca-
ğız. Vezinler arası üstünlük yoktur, önemli olan
şairin vezni layıkıyla kullanabilmesidir. Aruz, hece
ve serbest vezinlerine hâkim olacağız. Hece vez-
ni için Necip Fazıl’ı, aruz vezni için Yahya Kemal’i
okuyabiliriz.
“Nefisler titrek, ruhlarda ürperti,
Necip Fazıl Kısakürek kitleleri etkileyen çok büyük
bir şahsiyettir, bizler için Üstad diye nitelendiril-
mesinde güçlü bir kalemi olması etkili olmuştur.
Fakat daha önce de belirttiğimiz gibi usta kişiler-
den etkilenmekle, usta kişilerin etkisi altında ye-
tişmek arasındaki ince çizgiyi kaçırmamak gere-
kir. Bu etki altında yetişen bir ağabeyimize Rasim
Özdenören’in yorumu şu şekilde olmuştur:
Hiç Bilenlerle Bilmeyenler
Bir Olur Mu?
71