Gri Edebiyat Sayı 4 | Page 50

İşletme bölümünde son sınıfta okuyan bir öğrencimizin hoş bir anımız olmuştu , her yerde anlatıyorum . Bir gün üzgün bir şekilde geldi ve dedi ki :
- Hocam , ben İngilizce öğrenmek istiyorum .
- Hayırdır ? - Hocam , babamın bir restoranı var . - E ne güzel . - Güzel değil işte .
- Babamın restoranı var , işe garson alacak gazeteye ilan verdi . Okul bittikten sonra kendime iyi bir iş bulana kadar ben çalışmak istedim ama kabul etmedi .
Neden diye sorduğumda babası “ Oğlum sen İngilizce bilmiyorsun . Bize İngilizce bilen bir garson lazım . Buraya turistler geliyor iyi hizmet veremiyoruz . Oğlum kusura bakma sen gel , ye , iç , gez ama buraya iş yapacak birisini alayım ki para kazanalım .”
Babası çocuğu İngilizce bilmediği için dükkânında çalıştırmadı .
Mesela benim telefonum Çin ’ de üretiliyor , Güney Kore ’ den geliyor . Ya düşünsenize Güney Kore neresi , Türkiye neresi ? Ama bir şekilde ağlar kuruluyor ve Güney Kore ’ den buraya cep telefonu getiriliyor . Peki , bu irtibat nasıl sağlanacak ? Kesinlikle dil şart , dil olmadan hiçbir irtibat olmaz . Adeta lâl ve sağır oluruz .
Başka bir öğrencimin yaşadığı bir olayı da paylaşmak istiyorum . Çocuk Hong Kong ’ dan bir ürün getirecekti . Getireceği ürünü bulmuş , satan şirketi bulmuş , konuşmuşlar , aralarında anlaşmışlar ama İngilizcesi yeterli olmadığı için ürünü İstanbul ’ a getirtmek yerine Kenya ’ ya göndermiş . Kenya ’ dan geri getirene kadar hem çok masraf yaptı hem çok uğraştı hem de çok sıkıntı çekti . Neticede ürünü getirtti ama ürün geldikten sonra işe yaramaz haldeydi ve epey ciddi bir para harcadı . Dil bilseydi o üründen harcadığının belki 10 katı kazancı olacaktı ama dil bilmediği için o ürün de parçalandı gitti ,
- Babamın restoranı var , işe garson alacak gazeteye ilan verdi . Okul bittikten sonra kendime iyi bir iş bulana kadar ben çalışmak istedim ama kabul etmedi .
Neden diye sorduğumda babası “ Oğlum sen İngilizce bilmiyorsun . Bize İngilizce bilen bir garson lazım . Buraya turistler geliyor iyi hizmet veremiyoruz . Oğlum kusura bakma sen gel , ye , iç , gez ama buraya iş yapacak birisini alayım ki para kazanalım .”
Babası çocuğu İngilizce bilmediği için dükkânında çalıştırmadı .
hiçbir işe de yaramadı . Dil bilmek vasıflı olmak gerekiyor . Çünkü piyasada dil bilmeyen o kadar çok insan var ki . Hele İstanbul gibi bir yerde vasfınız yoksa inanın hayat başınıza beladır . Bizim iyi insanların sayısını artırmamız gerekiyor . İyi insan derken eğitimli iyi insan . Yoksa düşünsenize 20- 30 kişiyiz bir yerde . Pistte bir uçak var ama uçağı sürebilecek bir pilot yok , hepimiz perişan oluruz . Ama uçağı kullanmayı bilen birisi olduğu zaman ise herkesin baş tacı olur .
İngilizce öğrenmemiz şart . Bir de İngilizce öğrenmenin bir faydası da insana dilin mantığını öğretiyor . İngilizceyi öğrenen , dil mantığını çözdükten sonra istediği herhangi bir dili çok daha rahat şekilde öğrenebilir .
Kıymetli vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederiz . Allah razı olsun .
Rica ediyorum , başarılar diliyorum . Hoşça kalın .
24 Gri Edebiyat