Gri Edebiyat Sayı 4 | Page 44

merakı beni motive etti ve motivasyon şu anda en yüksek noktasına çıktı ama yaşım da ilerledi. Yani şu anda ilmin, bilginin, öğrenmenin ne anlama gel- diğini çok daha iyi anladım. İlme karşı, öğrenmeye karşı çok daha iştiyakım oluştu. Fakat şimdi fazla çalışamıyoruz, yoruluyoruz. Demek ki bu işi yaş ilerlemeden yapmak lazım. Hedeflediğiniz yerde misiniz? Hem evet hem de hayır. Evet çünkü okulda okur- ken bir hayal olarak düşünmek var; bir de gerçekçi olarak düşünmek var. Hayal olarak çok ileri bir nok- tada olmak istiyordum: Peygamberden sonraki en büyük insanlar olan müçtehitler gibi olmak, İslam adına dünyaya meydan okumak, yanlışları düzelt- mek, İslam’a yapılan itirazlara cevap vermek… Bu ideal bir hedefti. İdeal hedef hiçbir zaman ger- çekleşmez. Gerçekçi olarak ise gidebileceğimi düşündüğüm noktanın çok ilerisindeyim. Yani şu anda geldiğim noktaya gelebileceğimi baştan dü- şünmüyordum ama ideal olarak dediğim gibi çok daha ileriyi arzuluyordum. Hayal öyledir; hep en sonunu düşündürür. Hayal olarak hedeflediğim yere gelemedim tabii ki ama gerçek dünyada şu kadar gidebilirim dediğim noktayı çoktan geçtim elhamdülillah. Kendi döneminizle kıyasladığınızda bizim döne- mimizde ilme ve bilgiye ulaşmak bakımından han- gisi daha zor? Sanıyorum şimdiki daha zor. Çünkü ilim öyle ente- resan bir şey ki rahatlıklar içinde olmuyor. İlimde önemli olan kalp ve kafa. Maddi imkânlar çoğal- dıkça insanlar maddi imkânları kullanmak istiyor, yemek-içmek istiyor, gezmek istiyor, teknolojik aletleri kullanmak istiyor. Bunlar da zamanı zayi ediyor, insanda bir kayıp meydana getiriyor. Bu 42 Gri Edebiyat açıdan da şu anda ilmin engelleri çok. Her şeyin bir engeli vardır, ilmin pek çok engeli vardır derler. Şimdiki engeller bizim zamanımızdan daha fazla. Ama başka bir açıdan bakarsak eski zamanlara göre şimdi bilgiye ulaşmak çok kolay. Bizim genç- liğimizde okuyacak kitap bulamıyorduk. Bize kitap tavsiye eden insanlar 5-6 kitaptan fazla kitap ismi söyleyemiyordu. Şu anda yüzlerce kitap var ve bu yüzlerce kitap içerisinden hangi kitabı okuyacağı- mızı seçmek zor. Eskiden bilgiye ulaşılamıyordu, şu anda her taraftan bilgi akıyor. Fakat bunu ayık- lamak zor. Bir takım programlar da o kadar ilginç şeyler var ki. Ben cebimde 15.000 kitap taşıyorum. Bilgisayara taktığım zaman onların hepsini tara- yabiliyorum fakat bu kadar çok bilgiyi ayıklamak; hangisinin işe yarayacağını, hangisinin yaramaya- cağını bilmek bilgi aramaktan daha zor. Eskiden bilgi arayıp bulamıyordun, şimdi her taraftan bilgi akıyor ama hangisini alacağını bilmiyorsun. Bu da insanın zihnini yoruyor ve insanı sıkıntıya soku- yor. İnsan bugünün zevk-ü sefasına kapılmamayı bilse; ilme ulaşmak, bilgiye ulaşmak tabii ki çok kolay. Çok kısa zamanda müthiş mesafeler alabi- lirsin. Lakin bunların engeli de var. Şeytanların mu- tasyona uğramış halleri var: Modern şeytanlar. Bu modern şeytanlar sizi ilim öğrenmeye bırakmıyor. Şu anda Asım’ın Nesli olarak anılan imam hatip neslini kültürel ve ahlaki olarak yeterli buluyor musunuz? Hiç bulmuyorum. Biz imam hatibe gittiğimizde ülkede müthiş bir sağ-sol çatışması vardı ve iki taraf da imam hatip öğrencilerini düşman olarak görüyordu. İmam hatipliler de kendilerini sürekli yeniliyordu, heyecan duyuyorduk. Şu anda böyle bir durum yok. Herkes bir birine karışmış vaziyet- te. Şimdi insanların zamanını israf edeceği, zevk-ü sefaya dalacağı dünya kadar eğlendirici şey var. Yatağa yatıyor, eline telefonu alıyor, bir yandan film seyrediyor. Ayağa kalkıyor başka bir şey sey- rediyor, sokağa çıkıyor başka bir şey seyrediyor… Dolayısıyla insanı meşgul edecek çok şey var. Bu sebeple de imam hatip öğrencileri diğerleri kadar olmasa da dünyevileşmiş. Şu andaki gençlik; he- defi dünya olan; zevk-ü sefayı, gönlünce yaşamayı hedefleyen; ahiret gibi bir düşüncesi çok olmayan bir gençlik. İmam hatiplerde öğretmenlik yapan arkadaşlardan aldığımız bilgiye göre namaz kılma oranı %10-15 kadar. Namaz kılma oranı imam ha- tipte bu kadar olursa diğer okulları siz düşünün. Bu korkunç bir tehlike. Bu ümmeti uyandıracak olan, ayağa kaldıracak olan nesil imam hatip nes- lidir. Dolayısıyla imam hatip neslinde böyle bir çürüme varsa o zaman diğer öğrencilerin nasıl olduğunu bir düşünün. Bu açıdan imam hatipleri tekrar o eski heyecanına nasıl kavuşturacağımızı düşünmek lazım. O da bir genç eğer namazını dosdoğru, düşünerek kılabiliyorsa gerisi kolaydır. Gerisi kendiliğinden gelir. Bizim zamanımızda okullar arası müsabakalar olurdu. Bu müsabakalarda çok büyük bir heyecan- la ve kazanmak için oynardık. Yenilme durumun- da gözlerimizden yaşlar gelirdi. Şimdi öyle bir he- yecan yok maalesef. Genç nesilden beklentiniz, beklentileriniz neler? Bize nasihatte bulunur musunuz? Gençlikten ümmetin geleceğini kurtarmalarını is- tiyoruz. Dünya ilginç bir noktaya gidiyor, kötü bir noktaya. Ümmet-i Muhammed perişan bir vaziyet- te. Her taraftan saldırıya maruz kalıyoruz. Türkiye birazcık ayağa kalkmaya çalıştığı için herkes Tür- kiye’nin üzerine çullandı. Beklentilerimiz bunu fark edip ümmetin geleceğini bir adım daha olsun ile- riye doğru götürülmesi için çalışmak, çabalamak. Gençliğin bunu başarabilmesi için de çalışmayı, okumayı öğrenmesi gerekiyor. Eğer çalışmayı, okumayı öğrenmiyorsa imam hatip gençliğinin bu hedefe ulaşması çok zor. Yani diğerleri gibi haya- tını yaşamaya alışırsa bunu yapamaz. Bunu yapa- bilmesi için birinci olarak çok okuması lazım. İkin- cisi ise benim test ederek, deneyerek gördüğüm bir şey vardır ki: Bir genç eğer namazını dosdoğ- ru, düşünerek kılabiliyorsa gerisi kolaydır. Gerisi kendiliğinden gelir. Bu onu her türlü kötülükten muhafaza eder ve her türlü iyiliğe karşı da teşvik eder. Gençlik çok okumalı. Bir de biz geçiciyiz, bu dünya geçici. Bunun farkına varmalıyız. Beş vakti dosdoğru kılarsak Allah’ı unutmamış, ahireti unut- mamış, dünyayı anlamış oluruz. Son olarak genç- lere önemli bir tavsiye de: Allah’tan kendilerini ko- ruması için çok dua etmelerini tavsiye ediyorum. Allah razı olsun hocam. Hiç Bilenlerle Bilmeyenler Bir Olur Mu? 43