Gri Edebiyat Sayı 4 | Page 18

şey , onun henüz öğrenemediği ve vakıf olamadığı tecrübelerden kaynaklanan bir bilgi olabilir . Bu nedenle aceleci davranarak itiraza kalkışmaktan sakınmalıdır . 7
Bir Arap atasözünde ; “ Âlimler , Kâbe gibidir ; uzaktakiler ona koşarlar , yakındakilerin umurunda bile olmaz ” 8 denilerek eldeki nimet kaybolmadan sımsıkı sarılmak gerektiği ifade edilmektedir . Hz . Aişe ; “ Âlime saygı gösteren , Rabbine saygı göstermiş demektir ” diyerek öğrencinin hocasına saygı göstermesini önermiştir . 9 Zira saygıda kusur ederse , derse olan ilgisi ve dikkati zayıflar . Öğrenmesi gerekenlere yoğunlaşamaz . Öğretmeni de öğrencisinin sevgideki ve saygıdaki eksikliğini fark ederse gayri ihtiyari bile olsa kendisine yaklaşımı farklılaşabilir . Bu durumda da yine kaybeden öğrenci olacaktır . İmam Şafiî yetişkin çağında ve âlim iken , Şeyban-i Râî ’ nin önünde , okula giden çocuklar gibi diz çöker ve yapacağı işleri kendisine sorardı . İmam Şafiî ’ ye : “ Senin gibi bir zat böyle bir bedeviden bilgi alır mı ?” diye sorulduğunda ; “ Bu adam bizim bilmediğimizi biliyor ” cevabını verirdi . 10
Öğrenci , öğretmene ve ilim ehline karşı kibirlenmemeli , ukalalık yapmamalıdır . Aksine aciz ve bilgisiz bir hastanın doktoruna tam bir teslimiyetle bağlanıp , her sözüne riayet etmesi gibi , öğretmenin emir ve tavsiyelerine uymalıdır . 11 Suya hasret kalan kuru toprağın suyu büyük bir istekle emdiği gibi öğrenci de öğretmenin anlattıklarını almaya gayret göstermelidir . 12
7 Gazalî , Mîzânu ’ l-Amel , s . 97 8 Maverdî , age , s . 57 9 Maverdî , age , s . 54 10 Gazalî , İhya , s . 1 / 61 11 Gazalî , Mîzânu ’ l-Amel , Daru ’ l-Kitabi ’ l-Arabi , Lübnan 1983 , s . 97 12 Gazalî , Mîzânu ’ l-Amel , s . 97
Öğrenci , eğer seçme şansı varsa öğretmenlikte maharet sahibi olanlardan ders almalıdır . Yani üstatlardan , ustalardan öğrenmelidir , ama ne yazık ki onların da sayısı azdır . İmkânı varsa onları arayıp bulmalı ve dizinin dibine diz çökmelidir . Eğer seçme imkânı yoksa öğretmenlerini az bilen , çok bilen diye ayırt etmeden dersine giren öğretmenden azami derecede istifade etme gayretine girmelidir . Cehâletin vahşetinden çekip çıkaran , ister çelimsiz olsun isterse pehlivan , ne fark eder ! Hikmet müminin yitiğidir . Öğreten ister fasık , facir ve kâfir ; ister nazik bir mümin , mahir bir mürşit olsun . Öğretmenin dünya görüşü hikmetin değerini düşürmez .
Bilgi ve hikmetin hatırına öğretene saygı gösterilmelidir . Öğrenci hocasının ilmini takdir etmeli ve öğretmede gösterdiği özene ve gösterdiği çabaya teşekkür etmelidir . Bilginlerden biri şöyle demiş ; “ Doktora ihanet edersen hastalığına , hocayı incitirsen cehâletine sabret !” 13
Öğretmenin gösterdiği yakınlığa güvenerek şımarmamalı , naz ve gevezelikle rahatsızlık vermemelidir . 14 Hz . Ali öğrencilere şu tavsiyelerde bulunmuştur : “ Öğretmenine çok ve zor soru sormayacaksın . Cevap vermek istemediğinde ısrar edip cevap vermeye zorlamayacaksın . Huzurunda kaş , göz işaretleri yapmayacaksın . Eğitim ortamının dışındaki bir mecliste kendisine soru sormayacaksın . Hata yapmasını arzulamayacaksın ; hata yapsa bile sabırlı olup hatasından dönmesini bekleyeceksin . Ona “ falan senin tam aksini söylüyor !” demeyeceksin . Sırrını açığa vurmayacaksın . Yanında kimseyi çekiştirmeyeceksin . Uzun sohbetlerinden usanmayacaksın . Çünkü o , meyve dolu hurma ağacı gibidir , ağaçtan hurmanın düşmesini beklediğin gibi faydalanacağın bir sözü söyleyeceği zamanı da bekleyeceksin !” 15
Öğrenci , öğretmenine karşı “ ben de senin gibi anlarım , benim sana ihtiyacım yok ” gibi ukala bir edaya bürünmekten kaçınmalıdır . 16 Konuyu güvenilir kaynaklara bakarak araştırmalı ve kanaatini ondan sonra oluşturmalıdır . Öğrenci , öğretmeniyle tartışmaya girmekten kaçınmalıdır .
13 Maverdî , age , s . 54 14 Maverdî , age , s . 54 15 Kandehlevî , Muhammed Yusuf , Hayâtü ’ s-Sahabe , ( Çev . Sıtkı Gülle ), Divan Yay . İstanbul 1987 , 3 / 474 16 Maverdî , age , s . 55
8 Gri Edebiyat