Gri Edebiyat Sayı 4 | Page 12

gun olan, güzel olan her şeydir. Cömertlik, iffetli olmak, yardımseverlik, paylaşmak, sevgiyle yaşamak, şefkatli olmak, zikretmek, ibadet yapmak … İnsanın imanı varsa ve salih ameller de işlerse Firdevs cenneti ona konak olur. Bu, Cenab-ı Allah’ ın sözüdür. Tastamam doğrudur, hâktır. Allah’ a hamd olsun bugün Müslümanların elinde iman var ama güzel işler çok azaldı. İffet kalmadı, zina çoğaldı; doğruluk kalmadı, eğrilik ve yalan çoğaldı; emanet kalmadı, ihanet çoğaldı; sevgi ve muhabbet kalmadı, düşmanlık çoğaldı. İşte bu bizi geri bırakır. Sanmayın ki imanlı olan salih amel işleyen bir insan sadece Firdevs cennetini hak etmiştir. İmanlı olup salih amel işleyen bir insan ahirette cenneti kazandığı gibi dünya da kendisine cennet olur. Cenabı Allah kendisine huzur ve neşe verir. Evladından, komşusundan, ülkesinden, vatandaşından yani herkesten fayda ve iyilik görür.
Şimdi insanlar sabaha kadar yatıyor, namaz kılmıyor, herhangi bir gözün ona bakmasından rahatsız olmuyor, kimseden utanmadan açık saçık giyiniyor... Böyle davranan insanların cennete girmesi de dünyada huzur bulması da zor. Bizi çökerten ahlaksızlıktır, salih amelin az oluşudur. Dünyada huzurlu, mutlu bir hayatın yolu; ahirette cennete girmenin yolu güçlü bir imana sahip olmak ve salih amel işlemektir. Şayet biz iyi iman sahibi olursak, güzel işlerle meşgul olursak yaptığımız ve yapacağımız dualar da kabul olur. Eğer bizde iman zayıflığı olursa ve işlediğimiz ameller kötü olursa bilin ki bize kulak asılmaz. Senin bir işçin olsa ve işçinden tembellik ve ihanet görsen ona önem vermezsin, kulak asmazsın. Bizler de yüce Allah’ ın kullarıyız. Ona hakkıyla kulluk yapmamız lazım. İmanlı olup güzel işler yaparsak iyi bir kul oluruz. Bunları yapmadıktan sonra Cenabı Allah’ tan yardım alamayız, dünyada da huzur bulamayız.
“ Şüphesiz inananlara ve salih amel işleyenlere Firdevs cenneti konak veyahut kahvaltı olur.” Firdevs Cenneti nedir? Hadiste geçiyor ki Arş-ı Âlâ’ nın altındadır, hiçbir cennet tabakası ondan yüksek değildir, diğer cennetlerin suları hep oradan akar. Aynı zamanda Hazreti Muhammed Mustafa’ nın( s. a. v.) makamıdır. Oraya giren Muhammed Mustafa’ ya( s. a. v.) komşu olur.
Enes bin Malik( r. a.) diyor ki:“ Allah Rasulü’ ne 9 – 10 yıl hizmet ettim. Bir kere bana‘ Öf!’ demedi. Yaptığım bir iş hakkında hiçbir zaman‘ Niçin böyle yaptın?’, yapmadığım iş hakkında ise‘ Şöyle yapsaydın ya!’ ya da‘ Beceremedin, ne kötü yaptın!’ dediğini duymadım. On yıl boyunca bir kere zorlanacağım bir iş vermedi. Bir işi beceremeyip zayi ettiğimde bana kızmadı, beni kınamadı. Hatta ailesinden biri bir konuda beni kınamak istediğinde onları engelleyerek:‘ Onu bırakın! Eğer öyle yapması takdir edilseydi mutlaka yapardı.”
Peygamberimiz( s. a. v.) kimsenin ayıbını yüzüne vurmazdı. Hizmette cidden bir bozukluk görseydi davranışıyla, mimikleriyle onu uyarırdı. Asla diliyle kimseyi rahatsız etmezdi. Cenabı Allah bütün babalara, evlatlarına karşı bu ahlakı nasip eylesin; büyüklere de küçüklere karşı bu ahlakı nasip eylesin. Yine Enes bin Malik’ ten:“ Peygamberimiz bana buyurdu ki:
- Benden bir istekte bulun.
- Ya Rasulallah! Şimdi mi isteyeyim yoksa düşünmek için vaktim var mı?
- Düşünebilirsin.
Bir müddet düşündükten sonra Efendimiz’ e( s. a. v.) geldi. Efendimiz sordu:
- İsteğin nedir?
- Ya Rasulallah cennette seninle beraber olmayı istiyorum.”
Biliyor ki Rasulullah’ ın isteği, duası reddedilmez. Enes bin Malik mal da isteyebilir, evlat da isteyebilir, makam da isteyebilirdi … Ama hiçbir dünyalık istemiyor. Çünkü Efendimizle birlikte olmanın nasıl bir nimet olduğunu biliyor. Ahirette de bu nimetten mahrum olmak istemiyor.“ Peygamber Aleyhisselam bu isteğe şöyle cevap veriyor:
- O zaman bu amaca ulaşabilmek için çok namaz kılarak bana yardımcı ol.”
Şimdi sünneti, nafileyi bir köşeye bırakın insanlar farzı kılmıyor ama yine de“ Cennet benim hakkımdır, cennetin en güzel köşesinde ben oturacağım.” diyor. Bu, laf-ı güzaftır.
Hiç Bilenlerle Bilmeyenler Bir Olur Mu?
5